Günümüz Türkiye Nüfusunun Genetik Tarihi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Biyoloji kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Günümüz Türkiye Nüfusunun Genetik Tarihi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 34,168 kez görüntülenmiş, 227 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Biyoloji
Konu Başlığı Günümüz Türkiye Nüfusunun Genetik Tarihi
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Ben bu fotoğrafları sadece senin PKK-ABD destekleyicileri olan Eupedia sitesinden heveslenerek yapıştırdığın resimlere karşılık olarak kapak olsun diye gönderdim. Ne demek istediğimi de gayet anladın :)

Kendi ilacini tadinca nasil da yan ciziyorsun?

Unutma, senin 1970 neslin olan fasistler ve turancilar o zaman acik acik amerikan seviciligi yapiyorlardi.

O yuzden kendi ozelliklerini baskalarina itham etme ve iftira atma.

Cunku once kendine itham ediyor ve kendi degerlerine karsi cikiyorsun.

Ositenin linkini sen verdin.

Oyle pesin hukumlu niyetler ile bir sey yapmak, ancak senin zihniyetindekiler icin gecerlidir.

Nitekim de yaptin, zaten.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
600px-Map-of-human-migrations.svg.png


Yukaridaki "Afrikadan cikis" haritasindaki genetic siniflamasi acisindan, ilginc bir detay var.

Anadolu'ya gelindiginde N haplogrubunun ve J haplogrubunun ve ilkinin doguya ikincinin de batiya yonelmesinin sebebi; Anadolu'nun o cagda buzul ile kapli olmasi.

Bugunku en cok oran olarak gorunen j Haplogrubun nedeni ise, batiya yonelenlerin, daha sonar yani buzlar cozuldukten sonar tekrar Anadolu'ya geri donmus olmasi.

Tabi ki bu geri donus Balkanlardan ya da kafkasyadan olabilir.

Nitekim Anadolu'ya giris; hemen hemen her bir hipotezde, boyle aciklanmis.

Anadolunun bilinen ilk yerlileri de, hattiler. Hititler de bu ulkeye "hatti ulkesi" demisler.

Ayni cagda digger medeniyetlerde Anadolu'nun cesitli yorelerinde mevcut.

375px-14_century_BC_Eastern.png


270px-Ancient_Orient.png
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Anadolu dillerinin, hint Avrupa dil ailesini olusturmasi acisindan yeri ve onemini de asagidaki grafik gayet guzel acikliyor.

annurev-linguist-030514-124812.f1.jpeg


Bunlarin icinde bir tek tochurian dilinin, cografi bolge olarak Turkic ya da Altaic dilleriile bagini tarih ortaya koyuyor.

Ayrica haritada goruldugu gibi, Sumerler dahil; hic bir Mezepotamya medeniyetinin dile bu gruba dahil degil.

Ustelik Sumer dili semitik dil grubuna da dahil degil.
 
Son düzenleme:

Ogur

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Nis 2015
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Samuel Noah Kramer
Muazzez Ilmiye Cig'in HOCASI, dunyanin en unlu ve ilk sumerologlarindan................

MAL!

Mal olanlar senin gibi Atatürk'ü bir çırpıda küçümseyebilecek gaflet içindeki yaratıklardır. Sen Muazzez İlmiye Çığ'ın hocasını bırak, önce aklını mantığını kullan deyyüz. Muazzez İlmiye Çığ kendisi de dahiyane öğretmen ve araştırmacıdır. 1914'te doğmuş, 1936 yılında Sümerolog olma yolunda çalışmalarına başlamış ve şu anda 79 yıldır Sümerlilerin tarihi hakkında araştırma yapmış ve kendi adını tarihe altın harflerle yazdırmış olan en kıymetli Sümerolog'lardan birisidir. Atatürk'ü küçümseyebilen zihniyet kimi küçümsemezki?

Muazzez İlmiye Çığ'ın "Sümerlilerde Tufan, Tufan'da Türkler" isimli kitabında yazdıklarını okuyun da aklınız başınıza gelsin:

"Ünlü Sümerologlardan A. Falkenstein, Harmut Schmökel, S.N. Kramer herhangi geniş bir çalışma yapmadan Sumer dilinin Türk diline benzediğini yazmışlardır.

Kramer, hemen her yazısında ve yeri geldikçe bunu tekrarlamıştır. (O aynı zamanda Sumerlilerin Türkmenistan, Azerbaycan veya Hazar Denizi civarından göç ettiklerini, yazılı belge olarak kabul edilen Aratta Destanı ile kanıtlamaktadır.)

Kramer'in çevirisini yaptığım ve Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan Tarih Sumer'de Başlar kitabını, ölümünden iki ay önce eline alınca çok mutlu olmuş ve bana 28 Eylül 1990 tarihli -kendi el yazısıyla yazdığı- mektupta;

"Ne de olsa bu kitap, büyük bir olasılıkla Türkçe gibi bitişkin bir dil kullanan ve Güney Mezopotamya'ya 6-7 bin yıl önce Orta Asya'nın herhangi bir yerinden göçmüş olan Sumer halkı hakkında. Sumerlilerin Türklerle ilgili bir halk olduğu fikri, Atatürk zamanında geçerli idi; böyle olabileceği hiç de hakikatten uzak değildir." diyordu.

Biz de şimdi onu kanıtlamaya çalışıyoruz.

Sumeroloji hocam B. Landsberger de, "Sumer dili hem genel anlamda dil bakımından, hem de bütün Asya boyunca dağlık bölgelerde konuşulan dil olması bakımından önemlidir. Bu türden olup hala yaşıyan dil, Türk dilidir" diyor.
"

2.
"
Sumerliler kendilerine "Kenger" derlerdi. Bu adda Orta Asya'da hem yer hem de boy adı olduğunu gördük. Çankırı'nın eski adı olan Kengürü'nün de bundan kaynaklandığı düşünülüyor. Fakat, bu adın kaynağı Sumerliler değil, Asya'dan göçen Kenger adlı boydur. Sumer adı Türkistan'da da bulunuyor.
"

Begmyrat Gerey'in kitabında söyledikleri:

"
Sümerler M.Ö. 4000. yılın ortalarından itibaren Mezopotamya'da insanlık tarihinin en eski ve en temel medeniyetini yaratmış kavimdir. Onlar dünyada ilk olarak kendilerinin ürettiği çivi yazısı ile insanın beyninden geçtiği ve dilinin söylediği şeyleri diğer insanlara ulaştırmanın ve gelecek nesillere iletmenin mümkün olduğunu ispat etmişlerdir. Bu yazıya, enine boyuna konulmuş çivilere benzediği için çivi yazısı denilmiştir. O kavimin kendi kendilerine verdiği isim Kİ-EN-Gİ ve sonraları Kİ-İN-Gİ, KENGİ (R)'dir. Sümer ya da Sümerler adı ise onlara Akkadlar gibi Sami kavimler tarafından verilmiştir

Fritz Hommel, Diemel, Pöbel, Falkenstein gibi dünya çapında tanınmış bilim adamları tarafından okunan ilk sözcüklerin içinde günümüzdeki Türkmen diline hem yansıma, hem de anlam bakımından çok yakın sözcüklerin bulunması ilginç, anlamlı ve dikkate değerdir. Örneğin DİNGİR: Tanrı (tengri), DU: di (demek), Tİ: diri, Kİ, GİR: yer, yurt. Sümerlerin yaşadığı yerlerin kır (gır) olduğunu göz önünde tutarsak bu iki sözcüğün aslında bir olmak ihtimali güçlüdür diye düşünülmektedir. Biz kitabın sonunda Sümer-Türkmen (ve diğer bazı Türk lehçeleri ve eski Türk) dillerinin arasındaki benzer sözcüklerin listesini vereceğiz.

1.3. Sümerlerin dili gramer karakteri açısından bükünlü (iltisakî) dil grubuna giriyor. Bu dil grubunun temelinde ise Ural-Altay dilleri durmaktadır. Bazı bilim adamları ise bu gramatik karakteri ve onların arasındaki var olan söz benzerliklerini de nazar-ı dikkate alarak bu dili genel Türk dilini esaslandıran dil,
Proto-Türk dili; bazıları ise Eski Türk dili diye adlandırmışlardır.
1.4. Sümerler doğudan, büyük ihtimalle Orta Asya'dan gelerek Mezopotamya'ya yerleşmişlerdir.

XI. yüzyılda yaşamış olan Kaşgarlı Mahmut dünya çapında tanınmış eseri Divan-ı Lügati t Türk'te ve bunun gibi XIII. yüzyılda yaşayan ünlü tarihçi Hamedanlı Hoca Reşideddin Fazlullah'ın Câmîu't Tevarih adlı eserinde Türklerin şeceresini Hz. Nuh'dan başlatıyorlar. Nuh ise bilim adamlarının açıklamasına göre Ziusudra adıyla Sümerler arasında yaşamış bilgin, belki de marangoz olmuştur.


"

Svetlana Alexandrovna Pletneva'nın "Kıpçaklar" isimli kitabında yazdıkları:

1.
"
Kipchaks were shielded from Chinese by Kangars, who were a solid barrier between the Chinese and Central Siberia. With Kangar's inclusion in the Türkic Kaganates in 552 AD, Kipchaks were also included, and the generic “Türks“ 突 厥 was used for the constituent tribes not involved in the Chinese power play.
"

2.
"
At the end of the 9th century the Khazarian Kaganate, torn apart by internal problems and religious upheaval, lost its recent absolute power, its glory of invincible power won by rivers of blood. The neighboring peoples begun to agitate, one after another began leaving the tribes and the tribal unions of the Khazar confederation who used to pay a tribute to the Kagan.
In the Eastern European steppes at that time (ca. 880-890) formed a new nomadic union, Badjanaks (in the Latin and Byzantine literature they were called Patsinaks or Pachinaks, in the Arabian literature they were called Badjnak (بآجانآك Bechenek)).
In fact, the Latin sources called them Becens/Besenyos, which was close to their self appellation that came to our days in its Middle Age form, Bosnia/Bosnians
It was headed by the descendents of the political union Kangüy (Kangar). The new association received a new name.
"

3.
"
S.A.Pletneva glosses over a monumental ethnos, documented, unlike any other in the history of the humankind, over five and a half millennia in the space from the lake Balkhash to the Persian Gulf. The name of the ethnos is Kangar, attested in the Sumerian records in the Near East interfluvial, and in the Chinese records west of the Altai foothills. Besenyos were related to the Kangar people, hence their exoethnonym, “in-laws“, that came to be their adopted ethnonym “Bajanaks“. In the Kangar confederation the autonomous Besenyos had their own Khans, and we were fortunate to learn of their ruling clan and the names of some individual rulers from that clan.

It could very well be that the Oguz tribe of Kangars (Kangly) in the N.Pontic reunited with the Badjanak confederation, the Oguz tribe of Kipchaks reunited with the Kipchak confederation, and some other tribes went under generic Oguz name, at the same time remaining themselves distinct ethnicities.

However, the world around the Kimak Kaganate has dramatically changed since its inception. In 840 Kirgizes expanded their political control to include the eastern part of the Uigur Kaganate. The center of Uigur people moved south and south-west, away from the Kimak Kaganate, an Uigur branch of Karluks moved south-west, taking over Jeti-su and Kangar lands north and west of lake Bakhash and north of Syrdarya/Seyhun, and consolidating into a Karakhanid state, 840–1212.
"

1882,
ÁRMIN VÁMBÉRY
writes that the Hungarian language is of Turkish-Tartar origin, with Ugrian influences. Two thirds of the Hungarian vocabulary show close connections to the Turkish language. This proves without a doubt that the Hungarian vocabulary is closer to and shows greater relationship to the Turkish-Tartar than to the Finno-Ugric vocabulary.

1857
MÁTYÁS FLÓRIÁN,
linguist and a member of the Hungarian Academy of Science, who was in correspondence with OPPERT, stated: “I gained from Oppert the treasure of the words (Sumerian) and called his attention to the fact that they resembled the words of the ancient Hungarian language.”

1860
JULES OPPERT
emphasized the relationship of the Sumerian and Hungarian languages.

1860
The German linguists and professors at the Congress of Kiel announced that the only correct name for Mesopotamia’s Turanian ancient populace was “Sumerian”.

1870
ARCHIBALD SAYCE
, Professor of Oriental Studies in Oxford, deciphered the first Sumerian one language text and gave a linguistic analysis of the language. He used comparative linguistics to study different branches of the language. In the course of his research, he examined the relationship of the languages of the entire Turanian language family with the Sumerian language. He found the closest relationship to Sumerian in the Hungarian and Basque languages. He went to Hungary to learn the Hungarian language and also found Hungarian to be the most useful language to read the Sumerian language.

1870
FRANÇOIS C. LENORMAND
, the amazingly talented French linguist, stated: “The Sumerian language, not only in its vocabulary but also in its structure, is a Turanian language.” It is obvious that his work was very thorough because he studied the Hungarian historical phonetic linguistics and he studied the Halotti Beszéd, the Legend of St. Margaret and the Bible of the Hungarian Hussites.

1873
LENORMAND
formulated the first Sumerian Grammar and also made a thorough comparative study of the grammar and vocabulary of the Ural-Altaic languages. By so doing, he proved the relationship between the Ural-Altaic languages and Sumerian.

1879
ZSÓFIA TORMA
, archeologist and researcher, on the encouragement of Floris Rómer, in 1875, began archeological excavations on the banks of the Maros River in Tordos and its vicinity and found 10,387 artifacts with Sumerian characters. Among the 4,500 year-old ceramic shards, she found four with Szekler runic script. She suggested the possibility that the writings on the Tordos finds were connected to the Assyrian and Babylonian writings. She came to the conclusion that the ancient people of Babylon belonged to the Sumerian-Akkadian people who were a Turanian people.

Kramer hakkında verdiğiniz o alıntıda Kramer, Jules Oppert isimli Sümerologun çalışmalarından alıntı yapıyor.

Jules Oppert ne diyor:

"In 1855, he published Écriture Anarienne, advancing the theory that the language spoken originally in Assyria was Turanian (related to Turkish and Mongolian), rather than Aryan or Semitic in origin, and that its speakers had invented the cuneiform writing system.

The French-German scholar Julius Oppert (together with other 19th century Assyriologists) made decisive contributions to the decipherment of cuneiform inscriptions. In 1855, he published Écriture Anarienne, advancing the theory that the language spoken originally in Assyria belonged to the Ural-Altaic group (non-Semitic) and he classified it as Casdo-Scythian. In 1869 he renamed it Sumerian language -based on the known title “King of Sumer and Akkad”, reasoning that if Akkad signified the Semitic portion of the kingdom, Sumer might describe the non-Semitic annex-. He also asserted that the entire system of cuneiform writing was Sumerian in origin.
"

SONUÇ

Yani, sonuç olarak, Sümerlilerin dilini en eski Mezopotamya dili olarak Hun'ların atası olan Saka Türk'lerinin dili ile birleştiriyor, ve asla Hint-Avrupa(yada birbaşka uyduruk adı olan Aryani adı) ve Semitik olmayan bir dil olarak tespit ediyor, ve Türkçe, Macarca ve Fince ile büyük benzerlik gösterdiğini söylüyor, bunlardan Macarca zaten On-Ogur Hun Türk Boyları'nın oluşturduğu bir lehçedir, Finler'de en eski Saka Türkleri'nden yada Saka Türkleri'nin ataları olan Proto Türkler'den oluşan bir topluluktur.

Ayrıca, Macar'ların kökeninin Hun Türk'lerine(On-Ogur'lara) dayandığını bilmiyecek kadar cahil bir şahsı kaale bile almıyorum. Fin'ler ise aynı Türk'ler gibi Altay dil grubuna mensuplar, ve onlarda Proto Türk'lerden oluşan bir topluluktur. Ve daha önemlisi, Sümerliler kendilerine Kenger diyorlardı, yani Sümer topluluğunun asıl adı Kenger(Kangar/Kienger) idi. Ve bu Kenger-Kangar adı'nın da Hun ve Gök Türk'lerin bir boyu olduğunu da üstteki alıntılarla açıkça ispatlıyorum.

Kimin mal olduğu herhalde açıkça gözüküyor şimdi, son yazdıklarımdan sonra. Sen daha Türk olan ve doğruları bilimsel verilerle ispatlamış olan tüm araştırmacıları ve aynı anda da ATATÜRK'Ü küçümsemeye ve Amerikan-seviciliğine devam et, ben ve benim gibiler ise aksini-tersini yapmaya devam edeceğiz, bundan şüphen olmasın.
 

Ogur

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Nis 2015
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kendi ilacini tadinca nasil da yan ciziyorsun?

Unutma, senin 1970 neslin olan fasistler ve turancilar o zaman acik acik amerikan seviciligi yapiyorlardi.

O yuzden kendi ozelliklerini baskalarina itham etme ve iftira atma.

Cunku once kendine itham ediyor ve kendi degerlerine karsi cikiyorsun.

Ositenin linkini sen verdin.

Oyle pesin hukumlu niyetler ile bir sey yapmak, ancak senin zihniyetindekiler icin gecerlidir.

Nitekim de yaptin, zaten.

Senin bir Amerikan sevicisi olduğun besbelli, eğer yüreğin yetiyorsa akıllara zarar beyninin düşük zeka seviyesiyle BENİM YÜCE ATAM ATATÜRK'e de faşişt de, ki bu senin gibilerine yakışır. ATATÜRK, TARİHİN GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK TÜRK MİLLİYETÇİSİLERİNDEN BİRTANESİDİR VE ATATÜRK'ÜN döneminde Nazi zulmünden kaçan Musevi dininin mensuplarına bile kucak açıldı kardeşçe. Sen önce ırkçılık ve milliyetçilik arasında bir ayırım yapmayı öğren, ondan sonra istediğin kadar ABD ve PKK seviciliği yapabilirsin. Ben ne MHP'liyim, nede Y-CHP'liyim, ben VATAN VARTİSİNİ destekliyorum, ve siyasi liderler arasında Doğu Perinçek en güvenilir olanıdır ve korkmadan hayatının yarısını hapislerde geçirerek doğruları haykırararak söylemiştir ve gereğini yapmıştır. Sizin gibileri ise, AKP ve Fethullahçı trolüsünüz. Zamanında Karen Fogg gibi şerefsiz düşman ajanlarının deşifre edilen epostalarında yazanlar sizin gibilerinin AKP, Feto ve CIA trolü olduğunuzu yada daha kötüsü bu trollerin etkisi altında kalmış zavallı birer cahil ordusu olduğunuzu gösteriyor.

"Karen Fogg'un Epostalları" isimli Dr. Doğu Perinçek'in kitabında, Karen Fogg'un epostalarında ne yazıyordu 1990'lı yıllarda:

1. AB'nin Stratejik Hedefi:
"Türk Devletinin ve Tarihinin Hakkından Gelmek"

"Türk tarihinin hakkından gelinmesi", "Türk devletinin hakkından gelinmesi" stratejik hedef olarak benimsenmektedir. "Özgürlükler" ise, bu yıkıcı amacın örtüsü olarak kullanılmaktadır.

2. Kültürel Görev:
Türkiye Gençliğinin Millî Kimliğini Tahrip Etmek

"Ulusal devletin hakkından gelme" hedefine ulaşmak için, gençliği millî kimliğinden koparmak ve Avrupalılaştırmak görevi açıkça belirlenmiş ve bu yönde İngilizce AEGEE adlı öğrenci örgütü kurularak faaliyete geçilmiştir.

5. Kullanılacak Kuvvetler: "Uyuyan Güzeller"
"Uyuyan güzeller" diye kodlanan güçler şunlardır: İrtica, bölücülük, "Anadolu'daki taşra milliyetçileri" (Batıcı Kürt milliyetçileri), "Kıbrıs'taki genç aktivistler" (Kıbrıs'taki Avrupa acenteleri), Mason "Atatürkçülüğü", para karşılığı AB'yle işbirliği yapan bazı sendika yöneticileri, sivil toplum kuruluşları ve diğer neoliberaller.

6. Tecrit Edilecek Kuvvetler: "Uyuyan Köpekler"
Avrupa Birliği Temsilciliği, Türkiye'nin millî kuvvetlerini "Uyuyan Köpekler" diye isimlendiriyor. Tecrit edilmesi ve uyandırılmaması gereken hu kuvvetler şöyle sıralanabilir: Türk Ordusu.

Mr. D (Denktaş) ve diğer millî kuvvetler. Bu kuvvetlerin medyadaki acente gazeteciler aracılığıyla psikolojik savaşla yıpratılması öngörülmektedir

Rahmetli Cumhurbaşkanımız M.A. Birand gibi şahısları "Siz Karen Fogg çocuğusunuz" diye adlandırmıştı. İşte sizin gibileri Karen Fogg gibi Amerikan sevicisi çocuklarısınız ve yukarda sıraladığım maddeleri uygulamaktasınız! Gerekirse bütün maddelerin ayrıntısını da tartışabiliriz ben hazırım.
 

Ogur

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Nis 2015
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yukaridaki "Afrikadan cikis" haritasindaki genetic siniflamasi acisindan, ilginc bir detay var.

Anadolu'ya gelindiginde N haplogrubunun ve J haplogrubunun ve ilkinin doguya ikincinin de batiya yonelmesinin sebebi; Anadolu'nun o cagda buzul ile kapli olmasi.

Bugunku en cok oran olarak gorunen j Haplogrubun nedeni ise, batiya yonelenlerin, daha sonar yani buzlar cozuldukten sonar tekrar Anadolu'ya geri donmus olmasi.

Tabi ki bu geri donus Balkanlardan ya da kafkasyadan olabilir.

Nitekim Anadolu'ya giris; hemen hemen her bir hipotezde, boyle aciklanmis.

Anadolunun bilinen ilk yerlileri de, hattiler. Hititler de bu ulkeye "hatti ulkesi" demisler.

Ayni cagda digger medeniyetlerde Anadolu'nun cesitli yorelerinde mevcut.

Siz, akıl ve mantığı kullanmakta olduğu gibi, genetik ve tarihi verilerin tespitini yapmakta da baya bir cahil olduğunuz her yazınızdan ortaya çıkıyor.

Miladdan önce 1000'lerce yıl öncesine ait toplulukların haplogruplarını sadece antik dna analizleri ile belirleyebiliriz. Günümüzde hiçbir milletin adı "Hitit" olmadığı için, gününmüzdeki sonuçları 3000-4000 sene öncesine ait topluluklarla bağdaştırmak-birleştirmek, sadece üstün cahil yada üstün kötü niyetli insanların tutunacağı bir tutumdur. Hitit mezarlarında şimdiye kadar 1 tane bile Y-kromozom DNA çalışması yapılmış mı? Hayır, ozaman sen önce, cahil olduğunu kabul et, ve Amerikan sevicisi - Türk düşmanı - İngilizce artniyetli tespitler içeren sitelerdeki resimleri hevesli bir çocuk şeklinde kopyalayıp yapıştırma alışkanlığından kurtul, çünkü rezil ediyorsun kendini, ve bu kopyaladıklarını kaale bile almıyorum.
 

Ogur

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Nis 2015
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tabi tabi, cunku boyle yapmazsak Amerikalilar gelip bizi olduyuy, dimi....

Yuru git, edepsiz ahlaksiz seni...

Haha, ne kadar komik, verdiğiniz cevaba bakınız, ne kadar aciz, bilimsel verilere dayanan tokat gibi tespitlerimi cevaplıyamıyorsunuz, basitsiniz, cahilsiniz ve Türk düşmanı Amerikan sevicisisiniz.
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Haha, ne kadar komik, verdiğiniz cevaba bakınız, ne kadar aciz, bilimsel verilere dayanan tokat gibi tespitlerimi cevaplıyamıyorsunuz, basitsiniz, cahilsiniz ve Türk düşmanı Amerikan sevicisisiniz.

Komik degil, trajik. "Amerikalilar gelip bizi olduyuy" diyen sen degilmisin, ahlaksiz.

Tokat gibi tepitmis, alayi yalan dolan. Adam acik acik demis iste, alakasi yok demis. Ingilizceyi cevireyim istermisin. Adam sanki nereye atif yaptigini kendisi bilmiyor, kitabina koymamis, ama sen biliyorsun, hemi.

Cahil, kara cahil. Sen Ataturk'u agzina alirken once gargara yap, hemde camasir suyuyla, ahlaksiz.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Siz, akıl ve mantığı kullanmakta olduğu gibi, genetik ve tarihi verilerin tespitini yapmakta da baya bir cahil olduğunuz her yazınızdan ortaya çıkıyor.

Miladdan önce 1000'lerce yıl öncesine ait toplulukların haplogruplarını sadece antik dna analizleri ile belirleyebiliriz. Günümüzde hiçbir milletin adı "Hitit" olmadığı için, gününmüzdeki sonuçları 3000-4000 sene öncesine ait topluluklarla bağdaştırmak-birleştirmek, sadece üstün cahil yada üstün kötü niyetli insanların tutunacağı bir tutumdur. Hitit mezarlarında şimdiye kadar 1 tane bile Y-kromozom DNA çalışması yapılmış mı? Hayır, ozaman sen önce, cahil olduğunu kabul et, ve Amerikan sevicisi - Türk düşmanı - İngilizce artniyetli tespitler içeren sitelerdeki resimleri hevesli bir çocuk şeklinde kopyalayıp yapıştırma alışkanlığından kurtul, çünkü rezil ediyorsun kendini, ve bu kopyaladıklarını kaale bile almıyorum.

Ortada rezil olan biri varsa, o da senin 1970 neslinin devami oldugunu ortaya koymaktir.

Fasistler ve turancilar sadece politik usaktir ve tartih bunu her daim kanitlamistir.

O yuzden bosuna kendi neslinin ozelliklerini baskalarina yamamaya calisma, yemezler.

1970'LERDEN BU YANA 50 YILDAN FAZLA GECMESINE RAGMEN, CAGDASLASACAGINIZA DAHA DA GERICILESIYORSUNUZ.

USTELIK KENDI OZELLIKLERINIZI HEM UYGULAYIP HEM DE BASKALARINA IFTIRA ATMANIZ DA SIZLERIN HIPOKRITIK SOSYO-PSIKOLOJINIZI GOSTERIYOR.

YETER ARTIK BU BILIMSELKBASLIGI DAHA FAZLA ETIK ETNIGIN ILE KIRLETME.

Git etnik fasistligini ve turanciligini ilgili basliklarda yap.
 

Ogur

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Nis 2015
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Komik degil, trajik. "Amerikalilar gelip bizi olduyuy" diyen sen degilmisin, ahlaksiz.

Bahsettiğiniz sözü ben söylemediğimi çok iyi biliyorsunuz, bilimsel maddelerle ağzınızın payını verdiğim cevabı karşı argümanlarla cevaplıyacağınıza konuyu saptırmaya çalışarak kendinizi gülünç duruma getiriyorsunuz.

Benim yazımı tekrarlayım:

Siz Atatürk'ün düşüncelerini küçümseyerek nasıl bir zihniyete sahip olduğunuzu açık bir şekilde gösteriyorsunuz, "ozaman buyurun teslim edin ülkeyi ABD'lilere, gelsinler öldürsünler bizi, çünkü onlar herşeyin daha iyisini biliyor sizin gibilerine göre", ama bilin ki sizin gibi yabancı severler azınlıktasınız ve yabancıların tuzaklı tezlerine put gibi tapınıyorsunuz. Tabiki de yabancıların verilerini kullanacağız, ama onlara put gibi tapınacağımıza kendi değerli insanlarımızın çalışmalarına sahip çıkalım.

Tokat gibi tepitmis, alayi yalan dolan. Adam acik acik demis iste, alakasi yok demis. Ingilizceyi cevireyim istermisin. Adam sanki nereye atif yaptigini kendisi bilmiyor, kitabina koymamis, ama sen biliyorsun, hemi.

Senin Amerikan sevici beynini aydınlatmak için dahiyane Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın kitabında yazdığını hatırlatıyım:

Kramer'in çevirisini yaptığım ve Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan Tarih Sumer'de Başlar kitabını, ölümünden iki ay önce eline alınca çok mutlu olmuş ve bana 28 Eylül 1990 tarihli -kendi el yazısıyla yazdığı- mektupta;

"Ne de olsa bu kitap, büyük bir olasılıkla Türkçe gibi bitişkin bir dil kullanan ve Güney Mezopotamya'ya 6-7 bin yıl önce Orta Asya'nın herhangi bir yerinden göçmüş olan Sumer halkı hakkında. Sumerlilerin Türklerle ilgili bir halk olduğu fikri, Atatürk zamanında geçerli idi; böyle olabileceği hiç de hakikatten uzak değildir." diyordu.

Biz de şimdi onu kanıtlamaya çalışıyoruz.

Ayrıca, Kramer 1990 yılında vefat ediyor, ve Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ araştırmalarına günümüze kadar devam edip Kramer'den çok daha tecrübeli bir düzeye geliyor, yaptığı 79 yıllık olağanüstü araştırmalar sonucunda. Ve sonuçta en son kitaplarında Sümerlilerin Türk olduğu gerçeğini 100% emin olarak tespit ediyor. Önceki yazımda çeşitli kaynaklarla madde madde şu anda yazdıklarımın temelini size sundum. Siz, sadece konuyu saptırmakla meşul olabilen bir Amerikan sevicisisiniz, ve dolayısı ile çok komik duruma düştüğünüz açıkça gözüküyor :)
 

Ogur

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Nis 2015
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cahil, kara cahil. Sen Ataturk'u agzina alirken once gargara yap, hemde camasir suyuyla, ahlaksiz.

Sen önce Atatürk'ün dahiyane tezlerine küçümseyerek Atatürk'ü yoksayarak gizli bir Atatürk düşmanı olduğunu itiraf et, aksi takdirdi senin bir "Gardrop Atatürkçü'sü" olduğun açıkça belli oluyor.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Güneş Dil Teorisi,

Türkçe'nin dünya tarihindeki ilk dillerden biri olduğunu savunan dilbilim teorisidir. Teori, 1930'lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından desteklendi ve bizzat geliştirildi[1], ancak dilbilimciler tarafından kabul görmedi ve kısa sürede önemini yitirdi.[2]

Atatürk'ün 1938 yılında vefatının ardından İbrahim Necmi Dilmen Ankara Üniversitesindeki Güneş-Dil Teorisi ile ilgili derslerine son verdi. Öğrencileri bunun sebebini sorduklarında "Güneş öldükten sonra onun teorisi nasıl hayatta kalabilirdi" diye cevap vermişti.[3]

1990'lı yıllarda bazı yazarlar tarafından, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkeleri, ilk yıllarındaki icraatları ve Atatürk İlkeleri hakkında, Güneş-Dil Teorisi çalışmaları örnek verilerek, resmi devlet ideolojisi, Kemalist ırkçılık ve etnisitenin inkâr edilmesi gibi tanımlama ve yorumlar getirilmiştir.[4][5]

Bu amaçla Atatürk'ün sahiplendiği Güneş-Dil Teorisi ve Türk Tarih Tezi hakkında akıl dışı rivayetler uydurulduğu ve Atatürk'ün, "safsatalara inanan biri" olarak gösterilmek istendiği yazılmıştır. Bunların, Atatürk Devrimlerini ve onların etkilerini eleştirme maksadı taşıdığı ve postmodernist dalganın etkisiyle yapılan yayınlar olduğu savunulur.[6]

Teorinin içeriği ve siyasi hedefleri

Hermann Kvergić'in teorisinin ana fikri "Türk dilinin dünyada esas bir dil olduğu ve dünya dillerindeki birçok kelimenin de Türkçeden türediği"ydi.

Güneş Dil Teorisinin tarih içerisinde oynadığı rol, Atatürk Devrimleri'ni anlamak açısından önemlidir. Ümmetten millete geçme aşamasında olan ve Batı karşısında kendisini aşağılanmış hisseden Türk milletine özgüven aşılamak Teorinin amaçları arasında görülmüştür.

Teori, Atatürk Devrimleri'nin yıktığı düzenle ve Avrupa merkezci tarih teorileriyle hesaplaşma çabası olarak değerlendirilmektedir.

Atatürk Türk Tarih Tezi'ni desteklemek için Kvergić'in hipotezinin geliştirilmesini istiyordu. Çünkü kendisine güvenen ve saygı duyan bir millet bilincinin uyanmasını istiyordu. Avrupalı tarihçilerin Türkleri aşağılamasına yanıt olarak "Türk dili, Taş ve Maden devrinde kültür kelimelerini göç yolu ile yeryüzündeki dillere yayan kadim büyük bir kültür dilidir." mesajı verilecekti



Oku da ogren ne neymis.

Simdi anladin mi "turk demek ve dedirtmenin ve de turklestirmenin" ne oldugunu

Ziya Gökalp,Türkçülüğün Esasları adlı eserinde şu bilgileri vermiştir:
Bu milletin yakın zamana kadar kendisine mahsus bir adı yoktu.
Tanzimatçılar ona: 'Sen yalnız Osmanlısın. Sakın başka milletlere
bakarak sen de milli bir ad isteme! Milli bir ad istediğin dakikada
Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasına sebep olursun' demişlerdi.
Zavallı Türk, vatanımı kaybederim korkusu ile, 'Vallahi Türk değilim.
Osmanlılıktan başka hiçbir içtimai zümreye mensup değilim' demeye
mecbur edilmişti.(s.34)

Ancak sizzler gibi fasistler ve turancilar bu teoriye ragbet gosterirler.

Boylece Ataturk'e de "irkci/fasist/akil disi rivayetler uyduran/safsataslara inanan biri" etiketlerinin verilmesine vesile olurlar.
 
Son düzenleme:

Ogur

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Nis 2015
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ortada rezil olan biri varsa, o da senin 1970 neslinin devami oldugunu ortaya koymaktir.

Ben Atatürk neslinin devamıyım, sizde Bush ve Elizabeth'lerin neslinin Amerikan sevicisi temsilcilerisiniz, yüreğiniz yetiyorsa kabul edersiniz bunları.

Fasistler ve turancilar sadece politik usaktir ve tartih bunu her daim kanitlamistir.

O yuzden bosuna kendi neslinin ozelliklerini baskalarina yamamaya calisma, yemezler.

1970'LERDEN BU YANA 50 YILDAN FAZLA GECMESINE RAGMEN, CAGDASLASACAGINIZA DAHA DA GERICILESIYORSUNUZ.

Ve yüreğiniz yetiyorsa, ırkçılıkla alakası olmayan ama Türk Milleti'mizin gelmiş geçmiş en büyük Türk Milliyetçilerinden birisi olan ve Türk Milliyetçiliğini sadece Türkiye Türklerine değil, tüm Avrasya Türklerine, tarihte olduğu gibi, aşılamış olan ATAM ATATÜRK'e de faşist deyiniz, tabi yüreğiniz yetiyorsa. Ama, gerçek şudur ki, Atatürk ırkçılık ve faşistlik içermeyen, birleştirici ve kardeşçi yaklaşımlara sahip olan modern Türk Milliyetçiliğinin kökeni ve temelidir. Ve sizin gibileri Atatürk'e gizliden gizliye vurmaya alışmışsınız, neden Atatürk'ün adını ağzına almıyorsun da 1970'lerden bahsediyorsun, Atatürk Türk Milliyetçiliği'nin kurucu lideri değil miydi Macar Türk'ü, Tatar Türk'ü ve İttihat ve Terakki'nin bazı aydın mensuplarının fikirleriyle birlikte?

Ermeni konusunda ne düşünüyorsunuz? Tayyip Erdoğan vatan haininin İnönü'ye küfrederek gizliden gizliye Atatürk'e sürekli vurmaya çalışması konusunda ne düşünüyorsunuz? Tayyibin "Türk" adını yıllardır bilinçli ve kötü niyetli olarak CIA ağbabalarından aldığı emirlerle kullanmaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Burada bir ırkçı varsa, bir faşist varsa, sizin gibi Türk düşmanı ve bilimsel verileri yoksayarak Türk'lüğe karşı nefret suçu işleyen şahıslardır.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Güneş Dil Teorisi,

Türkçe'nin dünya tarihindeki ilk dillerden biri olduğunu savunan dilbilim teorisidir. Teori, 1930'lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından desteklendi ve bizzat geliştirildi[1], ancak dilbilimciler tarafından kabul görmedi ve kısa sürede önemini yitirdi.[2]

Atatürk'ün 1938 yılında vefatının ardından İbrahim Necmi Dilmen Ankara Üniversitesindeki Güneş-Dil Teorisi ile ilgili derslerine son verdi. Öğrencileri bunun sebebini sorduklarında "Güneş öldükten sonra onun teorisi nasıl hayatta kalabilirdi" diye cevap vermişti.[3]

1990'lı yıllarda bazı yazarlar tarafından, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkeleri, ilk yıllarındaki icraatları ve Atatürk İlkeleri hakkında, Güneş-Dil Teorisi çalışmaları örnek verilerek, resmi devlet ideolojisi, Kemalist ırkçılık ve etnisitenin inkâr edilmesi gibi tanımlama ve yorumlar getirilmiştir.[4][5]

Bu amaçla Atatürk'ün sahiplendiği Güneş-Dil Teorisi ve Türk Tarih Tezi hakkında akıl dışı rivayetler uydurulduğu ve Atatürk'ün, "safsatalara inanan biri" olarak gösterilmek istendiği yazılmıştır. Bunların, Atatürk Devrimlerini ve onların etkilerini eleştirme maksadı taşıdığı ve postmodernist dalganın etkisiyle yapılan yayınlar olduğu savunulur.[6]



Oku da ogren ne neymis.

Ancak sizzler gibi fasistler ve turancilar bu teoriye ragbet gosterirler.

Boylece Ataturk'e de "irkci/fasist/akil disi rivayetler uyduran/safsataslara inanan biri" etiketlerinin verilmesine vesile olurlar.

Yok artık pes yani ben de hem bu teoriyi araştırdım hem de başka kaynaklardan karşılaştırmalı inceledim, teorinin yabana atılacak bir tarafı yok.
Kaç tane tablet incelediniz de teorinin anlamsız olduğuna karar verdiniz? İnternette yazanlar ile gerçekten araştırma yapmak çok farklı şeyler ayrıca Ogur doğru söylüyor, Sümer dili, Hun dili ve çok daha öncesi Mu dili ile Türkçe arasında çok ciddi benzerlikler var.

Adına Türk demeyelim X diyelim sonuçta Türk adı da sonradan Araplar tarafından verilmiş addır.

Kuran ayetlerinde anlamı bilinmeyen Ya-Sin-Lam-Mim gibi mukatta harflerin Mu tabletlerinde karşılığı var, Yunan Alfabesinin tüm harfleri Mu Kıtası'nı anlatıyor.

Ortak bir dil ve ırk üzerinden bugünlere gelinmiş adına ne derseniz deyin ama bu gerçeği inkar etmek akıl alacak iş değil bir de kabul edenlere faşist demek çok daha garip.

Bilimsel araştırma internet üzerinden yapılmaz.

 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Ben Atatürk neslinin devamıyım, sizde Bush ve Elizabeth'lerin neslinin Amerikan sevicisi temsilcilerisiniz, yüreğiniz yetiyorsa kabul edersiniz bunları.

Sen ne Anadolulusun ne de Ataturk'un devamisin.

Kendini kandiran zavalli bir fasist ve turancisin.

Ve yüreğiniz yetiyorsa, ırkçılıkla alakası olmayan ama Türk Milleti'mizin gelmiş geçmiş en büyük Türk Milliyetçilerinden birisi olan ve Türk Milliyetçiliğini sadece Türkiye Türklerine değil, tüm Avrasya Türklerine, tarihte olduğu gibi, aşılamış olan ATAM ATATÜRK'e de faşist deyiniz, tabi yüreğiniz yetiyorsa. Ama, gerçek şudur ki, Atatürk ırkçılık ve faşistlik içermeyen, birleştirici ve kardeşçi yaklaşımlara sahip olan modern Türk Milliyetçiliğinin kökeni ve temelidir. Ve sizin gibileri Atatürk'e gizliden gizliye vurmaya alışmışsınız, neden Atatürk'ün adını ağzına almıyorsun da 1970'lerden bahsediyorsun, Atatürk Türk Milliyetçiliği'nin kurucu lideri değil miydi Macar Türk'ü, Tatar Türk'ü ve İttihat ve Terakki'nin bazı aydın mensuplarının fikirleriyle birlikte?

Yukarida yazilasnlari iyi oku da ufurme.

Ziya gokalp gayet guzelaciklamis, "Turk deme/dedirtme" politikasinin ne oldugunu.

Ermeni konusunda ne düşünüyorsunuz? Tayyip Erdoğan vatan haininin İnönü'ye küfrederek gizliden gizliye Atatürk'e sürekli vurmaya çalışması konusunda ne düşünüyorsunuz? Tayyibin "Türk" adını yıllardır bilinçli ve kötü niyetli olarak CIA ağbabalarından aldığı emirlerle kullanmaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Burada bir ırkçı varsa, bir faşist varsa, sizin gibi Türk düşmanı ve bilimsel verileri yoksayarak Türk'lüğe karşı nefret suçu işleyen şahıslardır.

Ermeni konusunu senin aklin almaz.

Birincisi ve iki nedenden soykirim degildir.

Birinci neden tarihte geri donus olmaz yani soykirim politik ve diplomatic yaptirim olarak 1948 lerde kullanilmistir.

Ikincisi orada olan her turlu tehcir ve katliam, osmanli'nin ve ermeni cetelerinin ermeni ve ermeni olmayan halklar uzerinde yapilanlardir.

O devirde milliyet algisi yoktur, sadece muslim/gayri muslim algisi vardir.

Diger bir konuda Lozan'da imzalanan "T.C. Devleti osmanli'nin bir devamidir" andlasmasi bugunku farkli halklardan olusan milliyetleri ilgilendirmez.

Cunku tarih osmanli tarihidir ve Osmanli'yi tarihe gomen de T.C. devletidir.

Insanlik ve degerleri Adina; dunyanin hangi cografyasinda olursa olsun insanoglunun tum katliamlari isgenceleri tehcirleri kisaca insanlikdisi her turlu uygulamasi zaten vicdanen rahatsiz eder.

Bizler ne turk dusmaniyiz ne de her hangibir etnigin dusmaniyiz.

Bizler hangi cografya ve toplumda olursa olsun herdaim sosyo-etik farklardan olusan her bir halktan ve onlarin hak ve ozgurluklerinden yanayiz.

Sen ise 1970 neslinin bugunku fasist ve turanci devamisin.
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Bahsettiğiniz sözü ben söylemediğimi çok iyi biliyorsunuz, bilimsel maddelerle ağzınızın payını verdiğim cevabı karşı argümanlarla cevaplıyacağınıza konuyu saptırmaya çalışarak kendinizi gülünç duruma getiriyorsunuz.

Benim yazımı tekrarlayım:





Senin Amerikan sevici beynini aydınlatmak için dahiyane Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın kitabında yazdığını hatırlatıyım:



Ayrıca, Kramer 1990 yılında vefat ediyor, ve Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ araştırmalarına günümüze kadar devam edip Kramer'den çok daha tecrübeli bir düzeye geliyor, yaptığı 79 yıllık olağanüstü araştırmalar sonucunda. Ve sonuçta en son kitaplarında Sümerlilerin Türk olduğu gerçeğini 100% emin olarak tespit ediyor. Önceki yazımda çeşitli kaynaklarla madde madde şu anda yazdıklarımın temelini size sundum. Siz, sadece konuyu saptırmakla meşul olabilen bir Amerikan sevicisisiniz, ve dolayısı ile çok komik duruma düştüğünüz açıkça gözüküyor :)



...ozaman buyurun teslim edin ülkeyi ABD'lilere, gelsinler öldürsünler bizi...


Ben mi yazdim bunu? O kadar cok zirvaladin ki, artik ne zirvaladigini sen bile hatirlamayacak noktadasin.

Kramer ne demis? "Olabilir" demis. Yani her akli hur, vicdani hur, mantikli dusunebilen insan gibi, bunun ihtimal dahilinde olabilecegini belirtmis. Muhtemelen olmadiginida onceki kitabinda belirtmis zaten.

Dememis ki; bu tezi kabul etmeyenlerin alayi Amerikanci, alayi Kurtcu, yani alayi vatan haini...

Bunu ekleyen sensin. Bilim insanlari birseyler diyor, sen aradan isine gelenleri cekip, ardina bir ton hakaret ilave edip ortaliga saciyorsun. Senin acindan bunun olmama ihtimali yok. Bunu sorgulayan herkes hain.

Cunku putcusun, cunku tapinicisin. Ataturk seni putlardan kurtarmis, ama tabi seni gozunde cok buyutmus. 1000 senelik putcu, olur mu mantikci, bu sefer Ataturku put yapip ona tapiyorsun.

Sizin elinize pozitif bilimleri vermisler, almis kafaniz yerine kiciniza surmussunuz. Olayin ozu budur.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Yok artık pes yani ben de hem bu teoriyi araştırdım hem de başka kaynaklardan karşılaştırmalı inceledim, teorinin yabana atılacak bir tarafı yok.
Kaç tane tablet incelediniz de teorinin anlamsız olduğuna karar verdiniz? İnternette yazanlar ile gerçekten araştırma yapmak çok farklı şeyler ayrıca Ogur doğru söylüyor, Sümer dili, Hun dili ve çok daha öncesi Mu dili ile Türkçe arasında çok ciddi benzerlikler var.


Bir seyin benzerligi baskadir, bir seye "odur" demek baskadir.

Adına Türk demeyelim X diyelim sonuçta Türk adı da sonradan Araplar tarafından verilmiş addır.

Hayir turk adi bati tarafindan verilmistir.

Bunun en guzel kaniti "turk" kavramindaki "k" harfinin, "k" olarak degil, "q" olarak ses vermesidir.

Kuran ayetlerinde anlamı bilinmeyen Ya-Sin-Lam-Mim gibi mukatta harflerin Mu tabletlerinde karşılığı var, Yunan Alfabesinin tüm harfleri Mu Kıtası'nı anlatıyor.

Ortak bir dil ve ırk üzerinden bugünlere gelinmiş adına ne derseniz deyin ama bu gerçeği inkar etmek akıl alacak iş değil bir de kabul edenlere faşist demek çok daha garip.

Bilimsel araştırma internet üzerinden yapılmaz.

Neyin ne uzerinden yapildigini gayet iyi biliyoruz ve yine biliyoruz ki, konunun bilimsel oldugu. Etik etnisite ya da milliyet politik cikarei olmadigi.

Kusura bakma ve bosuna ufurme.

Ne biliyorsan bu konuda alintilayarak yaz.

Yalniz dikkat et yaszdiklarin "turk milliyetciligi/turklugu benimsetme" yerlerinden olmasin.

Dil konusunda da asagidaki linke bakabilirsin.

http://www.felsefe.net/kultur-ve-sa...u-turkcesi-turkic-dilleri-bugunku-turkce.html
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bir seyin benzerligi baskadir, bir seye "odur" demek baskadir.

Hayir turk adi bati tarafindan verilmistir.

Bunun en guzel kaniti "turk" kavramindaki "k" harfinin, "k" olarak degil, "q" olarak ses vermesidir.
Neyin ne uzerinden yapildigini gayet iyi biliyoruz ve yine biliyoruz ki, konunun bilimsel oldugu. Etik etnisite ya da milliyet politik cikarei olmadigi.

Kusura bakma ve bosuna ufurme.
Ne biliyorsan bu konuda alintilayarak yaz.
Yalniz dikkat et yaszdiklarin "turk milliyetciligi/turklugu benimsetme" yerlerinden olmasin.
Dil konusunda da asagidaki linke bakabilirsin.

http://www.felsefe.net/kultur-ve-sa...u-turkcesi-turkic-dilleri-bugunku-turkce.html

Türk ismi batıdan verilmemiştir, internet üzerinden değil de kitaplardan araştırmak zahmetine katlanırsanız Hunlar döneminde kullanılmamıştır fakat Atalar Kültü döneminde Törkün-Türkün sözcükleri tözlerin bulunduğu mabet anlamında kullanıldığını göreceksiniz. Batı değil Araplar vermiştir. Bir zahmet araştırın el insaf artık başka diyecek birşey bulamıyorum.
 

İnci Birinci

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Haz 2014
Mesajlar
636
Tepkime puanı
5
Puanları
18
Türkler ve İlk Defa Türk Kelimesinin Kullanılışı

Türk Milleti'nin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir; Türkler binlerce yıldan beri tarih sahnesinde yer almaktadırlar. Bu durum, bilim adamlarının dikkatini çekmiş ve onları Türk kelimesinin kökenini araştırmaya yöneltmiştir. Türk adının kaynağını bulmak amacıyla yapılan araştırmaların sonuçlarına dayanarak çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Kimi uzmanlara göre, Türk adına ilk defa MÖ 14. yüzyılda "Tik" veya "Tikler" şeklinde rastlanılmıştır. Bazı uzmanlar ise bu adın MÖ 14. yy.'dan önce de var olduğu görüşünü benimsemişlerdir. Türkler'in binlerce senelik geçmişi göz önünde bulundurularak, Türk adının nereden geldiğine ilişkin birçok iddia ortaya atılmıştır.

Türkler'in eski dönemlerine ilişkin bilgilerin kökeni çoğunlukla Çin tarihine dayanmaktadır. Çinli tarihçiler MÖ 2000-1000 yılları arasında ilk Türk hükümdarlarından bahsetmektedirler. Bununla birlikte, eski Çin kaynaklarındaki Türk hükümdarlarının ve devletlerinin adları Çince yazılıdır. Bunların Türkçe karşılıkları tam anlamıyla bilinmemektedir. Profesör Erol Güngör'ün deyişiyle,

"Bizim atalarımız o çağda "Türk" adıyla anılmıyordu. *Türk* kelimesi bugün bir milletin adıdır ama atalarımız o zaman henüz bir millet halinde değildi. Boy ve aşiretler halinde yaşıyorlardı ve her aşiretin ayrı bir adı vardı."

Türk adının tarih sahnesine çıkışı MS 6. yüzyılda kurulan Göktürk milleti ile olmuştur. Orhun kitabelerinde yer alan "Türk" adı daha çok "Türük" şeklinde gösterilmiştir. Yani, Türk kelimesini ilk defa resmi olarak kullanan siyasi teşekkül Gök-Türk İmparatorluğu olmuştur. Göktürkler'in ilk dönemlerinde Türk sözü bir devlet adı olarak kullanılmışken, daha sonra Türk Milleti'ni ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.

Çin İmparatoru MS 585 yılında, Gök-Türk Kağanı İşbara'ya gönderdiği mektupta "Büyük Türk Kağanı" diye hitap etmiştir. İşbara Kağan'ın Çin İmparatoru'na cevabi mesajında da "Türk Milleti'nin Tanrı tarafından kuruluşundan bu yana 50 yıl geçti" ifadesine yer verilmiştir. Bunlar Türk adını resmileştiren olaylar olarak tarihe geçmiştir.

Göktürk yazıtlarında Türk sözü daha çok "Türk Budun" şeklinde geçmektedir. Türk Budun, Türk Milleti anlamındadır. Dolayısıyla Türk adı bu dönemlerde bir topluluğun veya kavmin isminden ziyade siyasi bir mensubiyeti belirleyen bir kelime olarak görülmektedir. Yani Türk soyuna mensup olan bütün boyları ve toplulukları ifade etmek üzere milli bir isim haline gelmiştir.

Türk kelimesinin anlamı üzerinde de çeşitli görüşler vardır. Bunlardan bazıları şu şekildedir:

Çin kaynaklarında "Tu-küe (Türk)" miğfer olarak yorumlanmakta; İslam kaynaklarında ses benzeşmesine dayanarak terk edilmekte, olgunluk çağı şeklinde değerlendirilmektedir.

Arminius Vambery'nin 19. yüzyılda yazdığı eserlerinde belirttiğine göre, Türk kelimesi "türemek"ten gelmektedir. Ünlü Alman Türkolog Albert von Le Coq, Türk deyişinin "güç-kuvvet" anlamı taşıdığını ileri sürmüştür. Bu konudaki diğer çalışmalara göre, Türk kelimesi, "Altaylı (Ceyhun ötesi Turanlı)" kavimlerini tanımlamak üzere 420'li yıllardaki bir Pers metninde görülmektedir. Yine 515'de, "Türk-Hun" ( Kudretli Hun ) tabirinin de geçtiği bilinmektedir. İran kaynaklarında Türk kelimesinin "güzel insan" karşılığında kullanıldığı belirtilmektedir.

9. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud, "Türk adının Türkler'e Tanrı tarafından verildiğini" belirtmiş; *gençlik, kuvvet, kudret ve olgunluk çağı* demek olduğunu bir kez daha vurgulamıştır. Türk kelimesinin "güçlü-kuvvetli" anlamına geldiği, bugün neredeyse bütün tarihçiler tarafından kabul görmüştür.

Türk Yurdu

Günümüzde sayıları 350 milyonu aşan ve oldukça geniş bir bölgeye yayılmış olan Türkler'in ilk ana yurdunu tespit edebilmek için geniş araştırmalar yapılmıştır. Çeşitli alanlarda, farklı uzman ve bilim adamlarınca yapılan çalışmalar sonucunda her alanda farklı iddialar gündeme gelmiştir. Böylece ortaya şöyle bir tablo çıkmıştır:

Tarihçiler, Çin kaynaklarına dayanarak Altay Dağları'nın; etnologlar, İç Asya'nın kuzey bölgelerinin; dil araştırmacıları, Altaylar'ın veya Kingan Dağları'nın doğu ve batısının; kültür tarihçileri, Altay-Kırgız Bozkırları arasının; sanat tarihçileri, Kuzeybatı Asya sahasının; antropologlar ise Kırgız Bozkırı-Tanrı Dağları arasının ilk Türk ana yurdu olduğunu iddia etmişlerdir.

Bu konudaki araştırmalara göz attığımızda, Türkler'in ilk ana vatanlarının kesin sınırlarını çizmenin mümkün olmadığı görülür. Bunun asıl nedeni Türkler'in ilk zamanlardan itibaren oldukça geniş bir alana yayılmalarıdır. Son yıllarda yapılan dil araştırmaları göz önüne alındığında, ilk Türk yurdunun *Altay Dağları'ndan Urallar'a kadar uzanan, Hazar Denizi Kuzeydoğu Bozkırlarından Tanrı Dağları'nı kapsayan çok geniş bir bölge* olduğu anlaşılmaktadır.

Türkler, tarihin akışı içerisinde, ana yurtlarından çok uzak mesafelere göç ederek geniş bir coğrafi alana yayılmış; bugün Balkanlar'dan Çin Seddi'ne, Sibirya Bozkırları'ndan Horasan, Afganistan, Tibet'e kadar olan bölgeleri yurt edinmişlerdir.

Günümüzde özgürlük ve eşitliğin öncülüğünü yaptıklarını iddia edenler bilmelidir ki, insan hak ve hürriyetlerinin gerçek anlamdaki ilk uygulayıcısı Türkler olmuştur. Türkler tarafından kurulan devletlerde din, dil ve ırk ayrılığı gözetilmeksizin herkese eşit davranılmıştır. Profesör Hakkı Dursun Yıldız bu gerçeği, "Bütün tarih boyunca Türkler'de din, dil ve ırk ayrılığı sebebiyle Amerika ve Avrupa'da her zaman rastlanan bir katliama, işkenceye ve hakların elinden alınmasına kesinlikle rastlanmamaktadır" şeklinde ifade etmiştir.

Dikkat çekici bir nokta, eski Türk kavimlerinde, kadınların erkeklerle neredeyse eşit haklara sahip olmalarıydı. Türk kadınları toplum hayatının hemen her aşamasında görev alırlar; yeri geldiğinde savaşmaktan çekinmezlerdi.

(Ç)ALINTI

_______________________________________________
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst