Rasgelelik düzeni neden bozamıyor?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Pyramos tarafından oluşturulan Rasgelelik düzeni neden bozamıyor? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 16,781 kez görüntülenmiş, 161 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Rasgelelik düzeni neden bozamıyor?
Konbuyu başlatan Pyramos
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Fetâ

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Nerden biliyorsun, hangi hayvan ile ortak dialogun var?

Demekki maddenin varligi insanoglu algisina baglidir, oyle mi? Yanlis mi anladim?

Dinazorlar zamanin da madde var miydi? kime/neye gore?

Yani ilk sorunuz, aklını da göremiyorsun şimdi aklın yok mu yani gibi yavan.Hayvanın kendisi madde zaten..Kendinin farkında olsa gerek ki hayatta kalmaya çalışıyor..Avladığı hayvan da, yediği ot da maddesel zaten..Ayaklarının bastığı yer de maddesel zaten..Bir ad vermese de bunları algılar.Algılamadığını iddia etmek, gerçeğe takla attırmaktır. Yani kendini algılamıyor, diğer hayvanları algılamıyor,yeri algılamıyor vs..O dediğiniz ancak ölü bir hayvan olabilir.Siz fantastik bir şekilde her hangi bir hayvanın "bu maddedir" demesini bekliyorsunuz..Az önce mevzu algılama idi, şimdi hayvanın bunu ifade etmesine dönüştü..Mevzi kaybettikçe,mevziyi değiştirmeye çalışıyorsunuz..Maddenin varlığı insan algısına bağlı olur mu?Doğa bilimleri ortada zaten.Canlılık yok iken madde vardır,size göre, ona göre, buna göre değişmez, bilimsel bir gerçektir.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
“gerçekligin kuralı ve ölçütü onu yapmıs
olmaktır” ifadesine yer vermis ve bilmeyle yapmayı özdeslestirerek bilginin
dogasındaki öznellige isaret etmistir.

Bu , insanın tanrılaştırılmasından başka bir şey değildir..O halde insan dünyayı bildiğinde, onu aynı zamanda yapmıştır da..Ancak insan mutlak anlamda birşeyi bilemeyeceğinden, mutlak anlamda herhangi bir şey yapmamıştır da..Örneğin insan, evrenin mutlak bilgisine hakim olmadığından, ve bilmek yapmak olduğundan hareketle, insan tam olarak yapamadığı bir evrenin içerisinde yaşamaktadır..Her nasılsa sürekli bilimin gözleminden vesairesinden bahseden siz, örneğin doğa bilimlerinin ispat etmiş olduğu, yeryüzünde insanın ancak belli bir aşamadan sonra ortaya çıkmış olduğu, haliyle onu yapmış olamayacağı gerçekliğine karşın, bu fikre sahip oalbiliyorsunuz.Tabi böyle bir özgürlüğünüz var..Ancak bilimden , bilimsellikten bahsetmenizin bir anlamı yok zira dediklerini hesaba almıyorsunuz..Madem hesaba almıyorsunuz, bilimden bahsedip durmayın zira hep dediğim gibi tutarsız oluyor..

İnsan henüz ortada yok iken birşeyleri yapabiliyor ise bu ancak insanı idealize ederseniz mümkün olabilir..Siz ister kabul edin ister etmeyin yaklaşımınız insanı tanrılaştırırarak idealize ediyor..Ben idealist değilim diyerek bundan kurtulamazsınız...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Yani ilk sorunuz, aklını da göremiyorsun şimdi aklın yok mu yani gibi yavan.Hayvanın kendisi madde zaten..Kendinin farkında olsa gerek ki hayatta kalmaya çalışıyor..Avladığı hayvan da, yediği ot da maddesel zaten..Ayaklarının bastığı yer de maddesel zaten..Bir ad vermese de bunları algılar.Algılamadığını iddia etmek, gerçeğe takla attırmaktır. Yani kendini algılamıyor, diğer hayvanları algılamıyor,yeri algılamıyor vs..O dediğiniz ancak ölü bir hayvan olabilir.Siz fantastik bir şekilde her hangi bir hayvanın "bu maddedir" demesini bekliyorsunuz..Az önce mevzu algılama idi, şimdi hayvanın bunu ifade etmesine dönüştü..Mevzi kaybettikçe,mevziyi değiştirmeye çalışıyorsunuz..Maddenin varlığı insan algısına bağlı olur mu?Doğa bilimleri ortada zaten.Canlılık yok iken madde vardır,size göre, ona göre, buna göre değişmez, bilimsel bir gerçektir.

Bir onceki mesaji okursan bilgiye nasil bakildigini ve yapilandirilmisligin ne oldugunu umarim algilarsin.

Eger ayni kulvarda yazismiyorsak bir anlam ifade etmez. Siz varlik temelinden ben ise bilgi temelinden yaz\isiyoruz. Dolayisi ile ayni kulvarda degiliz.

Ben insanoglunu temel aslirken siz maddeyi temel aliyorsunuz. Ben insanoglunu sadece maddeye indirgemezken, siz maddeye indirgiyorsunuz.

Ben maddenin kavram olarak insanoglu beyni ve dusuncesinin ogelerini bunyesinde tasidigini soylerken, siz maddeyi insanoglusuz ustelik insanoglu olarak degerlendiriyorsunuz.

Yani yazisma kulvarlarimiz farkli.

Benim tabanim bilgi, sizinki madde.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
“gerçekligin kuralı ve ölçütü onu yapmıs
olmaktır” ifadesine yer vermis ve bilmeyle yapmayı özdeslestirerek bilginin
dogasındaki öznellige isaret etmistir.

Bu insanın tanrılaştırılmasından başka bir şey değildir..

Neden tanrilastirmak nedir?

Ayrica sen materyalist olarak maddeyi; ilk, tek, mutlak v.s. kilmak ile tanrilastirmis olmuyor musun.

Ne ilklik, ne teklik, ne mutlakligin bilimsel bir gozlemi yoktur ve bilimsel degil; akilci ve inancsaldir.

Madde bir kavram degil midir? Evet gerceklik yapilandirilmisliktir. Bana bir tane insanoglu kavrami ve bilgisi icermeyen bir gerceklik soyleyin.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
varlığın kendisinin nesnel oluşunun (ya da insan bilincinden ve dolayısıyla iradesinden bağımsız dış gerçekliğin) inkarı, zorunlu olarak çarpık bir bilgi anlayışına götürür... ''algı yoksa, nesne de yok'' demeye çalışan bir anlayış, nesneyle onun algısını aynılaştırıyor demektir ki, ortaya çıkan çarpıklığın temeli de budur... bilgi en kısa tanımıyla, objektif dünyanın sübjektif yansımasıdır... ve bilginin bir ölçüde bir ''yapılandırma'' içerdiği doğrudur, ancak bu ''yapılandırma'' bilgidedir; yoksa bilginin kaynağı olan nesnede değil... sn. evrensel gibi düşünenlerin açık ve net bir şekilde yanıtlamaları gereken soru şudur : siz doğmadan önce bir anneniz var mıydı, yok muydu... eğer tutarlılık gibi bir kaygıları varsa, bu soruyu ''bilinemez'' diye yanıtlamak zorunda kalacaklardır...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
“gerçekligin kuralı ve ölçütü onu yapmıs
olmaktır” ifadesine yer vermis ve bilmeyle yapmayı özdeslestirerek bilginin
dogasındaki öznellige isaret etmistir.

Bu , insanın tanrılaştırılmasından başka bir şey değildir..O halde insan dünyayı bildiğinde, onu aynı zamanda yapmıştır da..Ancak insan mutlak anlamda birşeyi bilemeyeceğinden, mutlak anlamda herhangi bir şey yapmamıştır da..Örneğin insan, evrenin mutlak bilgisine hakim olmadığından, ve bilmek yapmak olduğundan hareketle, insan tam olarak yapamadığı bir evrenin içerisinde yaşamaktadır..Her nasılsa sürekli bilimin gözleminden vesairesinden bahseden siz, örneğin doğa bilimlerinin ispat etmiş olduğu, yeryüzünde insanın ancak belli bir aşamadan sonra ortaya çıkmış olduğu, haliyle onu yapmış olamayacağı gerçekliğine karşın, bu fikre sahip oalbiliyorsunuz.Tabi böyle bir özgürlüğünüz var..Ancak bilimden , bilimsellikten bahsetmenizin bir anlamı yok zira dediklerini hesaba almıyorsunuz..Madem hesaba almıyorsunuz, bilimden bahsedip durmayın zira hep dediğim gibi tutarsız oluyor..

Hayir insanoglu dunyayi yapmamistir. Dunya dahil dunya ile ilgili her turlu bilgisini kendi ortaya koymustur. Bilgi dunyada degildir, insanoglunun dunya adini verdigi fenomenin gozleminin ortaya konmasidir. Burada bilgi insanoglu yapilandirilmisligidir, ona gozlem veren ve adi insanoglu olarak dunya konan fenomen degil.

Bilimin tabani fenomendir. Bu fenomeni gozlemleyen de insanoglu fenomenidir. Iste insanoglu fenomeni kendi fenomeni dahil gozlemleyerek bilgisini ortaya koymustur.

O yuzden okunani lutfen iyi algilayiniz. Ama bunun icin once bilginin ne oldugunu algilamak ve varliktan bakmamak gerekir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Yöntemsel natüralizm (veya bilimsel natüralizm) ki bu epistemoloji üzerine yoğunlaşır: "Dünya üzerinde güvenilir bilgiyi edinmenin yöntemleri nelerdir?". Metafizik ve dini inançtan bağımsız, özellikle "bilgi" edinmenin pratik yöntemleriyle ilgili epistemolojik bir bakış açısıdır. Buna göre varsayımların doğal neden ve olaylara göre açıklanıp test edilmesi gerekir.[1] Gözlemlenebilir eylemlerin açıklamaları yalnızca doğal nedenlerle ilişkilendirildikleri sürece pratik ve faydalı olur . Yöntemsel natüralizm modern bilimin temel prensibidir. Bazı filozoflar bu düşünceyi daha da genişleterek yöntemsel natüralizmin felsefenin de temel prensibi olduğunu söylemişlerdir. Bu bakış açısına göre bilim ve felsefe bir bütündür. W.V. Quine, George Santayana ve diğer bazı filozoflar da bu düşünceyi desteklemişlerdir.

Metafizik natüralizm, (veya ontolojik natüralizm veya felsefik natüralizm) ontoloji üzerine yoğunlaşır: Bu bakış açısı daha çok varoluş ile alakalıdır: var olan nedir ve var olmayan nedir? Natüralizm "tabiat vardır ve bütün temel doğrular tabiatın doğrularıdır."[2] metafiziki pozisyonuna sahiptir.

Aramizdaki fark bu farktir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
varlığın kendisinin nesnel oluşunun (ya da insan bilincinden ve dolayısıyla iradesinden bağımsız dış gerçekliğin) inkarı, zorunlu olarak çarpık bir bilgi anlayışına götürür... ''algı yoksa, nesne de yok'' demeye çalışan bir anlayış, nesneyle onun algısını aynılaştırıyor demektir ki, ortaya çıkan çarpıklığın temeli de budur... bilgi en kısa tanımıyla, objektif dünyanın sübjektif yansımasıdır... ve bilginin bir ölçüde bir ''yapılandırma'' içerdiği doğrudur, ancak bu ''yapılandırma'' bilgidedir; yoksa bilginin kaynağı olan nesnede değil... sn. evrensel gibi düşünenlerin açık ve net bir şekilde yanıtlamaları gereken soru şudur : siz doğmadan önce bir anneniz var mıydı, yok muydu... eğer tutarlılık gibi bir kaygıları varsa, bu soruyu ''bilinemez'' diye yanıtlamak zorunda kalacaklardır...

Neden okunan verildigi gibi algilanamiyor. Bilimin gozlem tabani insanoglunun da kendi dahil fenomendir. Bu fenomenin gercekligi insanoglu iradesinin disindadir, yalniz bu fenomen ile ilgili her turlu kavramsal bilgi, anlam, icerik, tanim v.s. insanogluna aittir ve onun yapilandirilmisligidir.

Iste bu nedenden gerceklik yapilandirilmisliktir.

Bir seyin varligi ve yoklugu bir algi sonucu mumkundur.

Olmus (olmek) bir kisi icin dunya var mi?

Burada sorun zamansal degil bilgiseldir. Anne ve babamin benden once olmasi zamansal bir olgudur. Bunun bilgisini de ben ancak kendi yasamimdan ogrenirim.

Insanoglu kendi varligindan onceki bir seyi ortaya;

Ancak kendi varliginda koyar.

Zamansal olarak ortaya koydugu kendinden once olabilir.

Ornek. Dunyanin yasinin 4.7 milyar yil olma bilgisi, ancak insanoglu varliginda ortaya konur. Iste bu bilgi zamansal olcum olarak insanoglu oncesine gider.

Yoksa insanoglu dunyanin yasini 4.7 milyar yil once ortaya koymamistir. Nasil koysun ki kendisi ortada yok. Dolayisiyle bilgisi de yoik.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Evet ölmüş bir kişi için dünyanın varlığı zorunludur..Zira ölebilmesi için önce yaşıyor olması gerekir. Ölmüş bir insan yaşıyor iken , insan denen canlının doğal yaşam alanı olan dünya haricinde bir yerde var olamayacağından, ölmeden önce dünya üzerinde var olmuş olması gerekir..Kısacası, insanın ölmüş olabilmesi için, dünyanın var olmuş olması gerekir...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
''.... nasıl koysun ki kendisi ortada yok. Dolayısıyla bilgisi de yok.'' ... diyorsunuz.... evet sadece bilgisi yok ama kendisi var, yani gerçeklik var ; hem de hiçbir insan tarafından hiçbir yapılandırmaya filan ihtiyaç duymadan var....işte kendi bilgi anlayışınızı kurtarabilmek için üstünden atladığınız şey budur...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evet ölmüş bir kişi için dünyanın varlığı zorunludur..Zira ölebilmesi için önce yaşıyor olması gerekir. Ölmüş bir insan yaşıyor iken , insan denen canlının doğal yaşam alanı olan dünya haricinde bir yerde var olamayacağından, ölmeden önce dünya üzerinde var olmuş olması gerekir..Kısacası, insanın ölmüş olabilmesi için, dünyanın var olmuş olması gerekir...

Ben onun adina soruyorum, senin degil. Olmus bir insanin bir tastan farki yoktur. Nasil bir tas icin madde soz konusu degilse, olmus biri icin de degildir.

Dinazorlar devrinde dunya var miydi? O zaman insanoglu yoktu, peki kime/neye gore vardi.

Insanoglu dunyanin zamansal yasini 4.7 milyar yil dinazorlarin yasam donemini de 165-30 milyon yil olarak ortaya koyduguna ve 4.7 milyar, milyondan once olduguna giore demekki dinazorlar devrinde dunya vardi. Zaten dinazorlarda dunyada yasadilar. Tum bu bilgiler kimin bilgisi, insanoglunun degil mi?

Peki insanoglunun varligi olmadigi halde insanogflu dinazorlari nerden biliyor?

Kendi varliginda buldugu fosile dinazor ismi veriyor, sonra bu dinazoru yine kendi varliginda inceliyor ve zamansal olarak varliginin kendi varligindan once oldugunu ortaya koyuyor.

Iste bilgi sadece insanoglu varliginda ortaya konur, yalniz bilginin zamansal olarak uzantisi insanoglu oncesine gidebilir.

Madde de oyle. Madde kavrami insanoglu tarafindasn M.O. 4000 yilinda ortaya konmus, peki M.O. 5000 yilinda madde yok muydu? ya da 13.7 milyar yil once?

Iste maddenin yasi uc cesittir.

Bir zamansal yas-13.7 milyar.
Iki kavramsal yas-6000 yil.
uc fenomenal yas-7 milyon yil (burada homo turunu baz aldim)

Ama bu ucu de ancak insanoglu varliginda ortaya konabilir. Cunku insanoglu bilgisini ancak kendi varliginda ortaya koyar.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
''.... nasıl koysun ki kendisi ortada yok. Dolayısıyla bilgisi de yok.'' ... diyorsunuz.... evet sadece bilgisi yok ama kendisi var, yani gerçeklik var ; hem de hiçbir insan tarafından hiçbir yapılandırmaya filan ihtiyaç duymadan var....işte kendi bilgi anlayışınızı kurtarabilmek için üstünden atladığınız şey budur...

Anlamadim, 4.7 milyar yil once insanoglu mu vardi?
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
Anlamadim, 4.7 milyar yil once insanoglu mu vardi?

neyini anlamadınız... insan yoktu, dolayısıyla onun dünya ile ilgili bir bilgisi ve yapılandırmışlığı da yoktu... ama dünyanın kendisi vardı, bütün süreçleriyle birlikte ve insan algısına, bilgisine, yapılandırmasına filan ihtiyaç duymadan vardı...diyorum...
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Bir onceki mesaji okursan bilgiye nasil bakildigini ve yapilandirilmisligin ne oldugunu umarim algilarsin.

Eger ayni kulvarda yazismiyorsak bir anlam ifade etmez. Siz varlik temelinden ben ise bilgi temelinden yaz\isiyoruz. Dolayisi ile ayni kulvarda degiliz.

Ben insanoglunu temel aslirken siz maddeyi temel aliyorsunuz. Ben insanoglunu sadece maddeye indirgemezken, siz maddeye indirgiyorsunuz.

Ben maddenin kavram olarak insanoglu beyni ve dusuncesinin ogelerini bunyesinde tasidigini soylerken, siz maddeyi insanoglusuz ustelik insanoglu olarak degerlendiriyorsunuz.

Yani yazisma kulvarlarimiz farkli.

Benim tabanim bilgi, sizinki madde.

Bilgi varlık ile bağıntılı..Varlık yok ise bilgi de yok (insan da bir varlıktır)..Yani bilginin temeli varlık..Varlık ise madde ile bağıntılı..Maddeden kopuk bir varlık belirtemezsiniz..

Ben insanı maddeye indirgemiyorum, sizin yaptığınız gibi insanı tanrılaştırmıyorum..Objeye de sujeye de (deyim yerinde ise) hak ettiği değeri veriyorum fazlasını değil..

Kavramlaştıran insanoğludur, varlığı var eden değildir..Burada anlaşamıyoruz..
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Siz hala "insanın sahip olduğu bilgi, insan kaynaklıdır" manasına gelen ve gerçekliği tartışılamayacak birşeyden bahsediyorsunuz..Tartışma burada değil..Zaten bunun aksi söylenemez.İnsanın söylediği o insanın ağzından çıkmıştır gibi söylenmesi dahi gerekli olmayan birşeyi ifade ediyorsunuz.Kimse buna itiraz etmiyor!.Mesele sizin buradan hareket ile varlığın varlığının koşulunu insanın bilgisi olarak tayin etmenizde..Sırf bundan azade olabilmek için varlık temelli değil bilgi temelli konuşuyorum diyorsunuz..Bilginin temeli varlıktır..Aksi söz konusu değildir..Bilgiden konuşurken bilginin elde ediliş yöntemine, ve bilginin kaynağı olan varlık meselesine gelinmesi kaçınılmazdır..Siz aradaki bu bağı yapay bir şekilde koparmaya çalışıyorsunuz..Ben de bu koparışınız neticesinde sizin için bu yöntem metafiziktir diyorum ki öyledir..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bilgi varlık ile bağıntılı..Varlık yok ise bilgi de yok (insan da bir varlıktır)..Yani bilginin temeli varlık..Varlık ise madde ile bağıntılı..Maddeden kopuk bir varlık belirtemezsiniz..

Hayir bilgi sadece insanoglu fenomeni ile bagintili. Insanoglu yoksa varlik bilgisi de yok. Insanoglu bir fenomendir. Bilginin temeli insanoglu ve ona yansiyan gozlem verenin algisidir. Buna insanoglunun kendisi de dahil. Fenomenin sadece madde oldugu bir materyalist ideolojidir. Bilim madde demez, fenomen der. Cunku fenomeni materyalizm gibi madde idealizm gibi dusunce ve kavramcilik gibi kavram ile sinirlamaz ve indirgemez. Zaten fenomen ile degil; gozlemi ile ilgilenir. Fenomenin varliksal tartismasi sadece metafizigin konusudur.

[quoteBen insanı maddeye indirgemiyorum, sizin yaptığınız gibi insanı tanrılaştırmıyorum..Objeye de sujeye de (deyim yerinde ise) hak ettiği değeri veriyorum fazlasını değil..

Kavramlaştıran insanoğludur, varlığı var eden değildir..Burada anlaşamıyoruz..[/QUOTE]

Ben insanoglunu ne indirgiyorum ne de tanrilastiriyorum. Sadece fenomenler arasinda bildiren belirten epistemolojik olarak tek faktor oldugunu soyluyorum. Bizler de bu fenomene dahiliz. Dolayisiyle henuz insanogluna bu konuda bir rakip yok.

Varligin var edilmesinden bahsetmiyorum. vara verilmesinden bahsediyorum. Insanoglu algiladigi vara veriyor. Isim, anlam, icerik, felsefe, bilim, dil v.s. iste yapilandirilmislikta bu insanoglunun kendine gozlem veren vara verdigidir ve turevdir. Yani yansiyan yansitmaya donusur.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Siz hala "insanın sahip olduğu bilgi, insan kaynaklıdır" manasına gelen ve gerçekliği tartışılamayacak birşeyden bahsediyorsunuz..Tartışma burada değil..Zaten bunun aksi söylenemez.İnsanın söylediği o insanın ağzından çıkmıştır gibi söylenmesi dahi gerekli olmayan birşeyi ifade ediyorsunuz.Kimse buna itiraz etmiyor!.Mesele sizin buradan hareket ile varlığın varlığının koşulunu insanın bilgisi olarak tayin etmenizde..Sırf bundan azade olabilmek için varlık temelli değil bilgi temelli konuşuyorum diyorsunuz..Bilginin temeli varlıktır..Aksi söz konusu değildir..Bilgiden konuşurken bilginin elde ediliş yöntemine, ve bilginin kaynağı olan varlık meselesine gelinmesi kaçınılmazdır..Siz aradaki bu bağı yapay bir şekilde koparmaya çalışıyorsunuz..Ben de bu koparışınız neticesinde sizin için bu yöntem metafiziktir diyorum ki öyledir..

Bakin bilginin kaynagi iki turludur. Birincisi gozlem verenin algisi ve bu alginin insanoglu algisi olmasi eliyle bilgiye donusumu. Evet bu gozlemsel olarak henuz yanlislanamayan bir olgudur. Taki insanogluna bir rakip cikana kadar. Hayir ben insanoglunun vara verdigini soyluyorum. Iste varlik ta ne sadece var algisi ne de insanoglunun verdigi her ikisi bir den. O yuzden de var olmak. Bilgiyi ortaya koyan tek temel insanoglu fenomenidir. Kaynagi ise insanogluna algi verendir. Buna kendisi de dahil. Aksine ben bu bagin oge farklarini ortaya koyuyorum, siz ise kesistiriyorsunuz. Yani indirgiyorsunuz. Iste sizin bu kesistirmeniz ogelerin farkini algilayamiyor, bu da metafizigin ideolojik ve inancsal bakisindan kaynaklaniyor.

Mesela insanoglunun uclu yapisini algiliyamiyorsunuz. Fiziksel, zihinsel ve kavramsal. Sadece fiziksele indirgiyorsunuz.

Dolayisi ile insanoglunu maddelestirerek sosyo-psikolojisini ve numenal yetisini es geciyor, maddeye endeksliyor ve indirgiyorsunuz.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Neyi kesiştirip indirgiyorum?Bir yorumumdan alıntı yapın ve örneklendirin..Maddeye ile ilişkilendiriyorum ancak insan bilincini yadsımıyorum..Haliyle maddeye indirgemiyorum..O sizin benim olmamı istediğiniz şeydir..Marksist bilgi kuramında bilginin nasıl oluşacağını ifade etmişim..Nerede indirgemek var? Bilginin nasıl elde edildiği gayet açık ifade edilmiş.. O konu başlığını geçtim, hangi yorumumda doğrudan yahut dolaylı olarak insan bilinci yadsınmış ve maddeye indirgenmiş? Siz materyalizmi salt vülger/kaba materyalizm zannediyorsunuz ve ısrarla Marksist materyalizmi, kaba materyalizm olarak görmeye çalışıyorsunuz.Kısacası benim fikirlerimi olmadıkları şeylere dönüştürerek yanlışlama gibi bir tutumunuz var..Materyalistler bilinci yadsır gibi bir metod geçersiz olalı yüzyıllar geçti....
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Neyi kesiştirip indirgiyorum?Bir yorumumdan alıntı yapın ve örneklendirin..Maddeye ile ilişkilendiriyorum ancak insan bilincini yadsımıyorum..Haliyle maddeye indirgemiyorum..O sizin benim olmamı istediğiniz şeydir..Marksist bilgi kuramında bilginin nasıl oluşacağını ifade etmişim..Nerede indirgemek var? Bilginin nasıl elde edildiği gayet açık ifade edilmiş.. O konu başlığını geçtim, hangi yorumumda doğrudan yahut dolaylı olarak insan bilinci yadsınmış ve maddeye indirgenmiş? Siz materyalizmi salt vülger/kaba materyalizm zannediyorsunuz ve ısrarla Marksist materyalizmi, kaba materyalizm olarak görmeye çalışıyorsunuz.Kısacası benim fikirlerimi olmadıkları şeylere dönüştürerek yanlışlama gibi bir tutumunuz var..Materyalistler bilinci yadsır gibi bir metod geçersiz olalı yüzyıllar geçti....

Maddeyi tanimlar misiniz?

Insanoglu bir madde midir?

Bu iki soruya vereceginiz yanit, materyalist olup olmadiginizi ortaya koyacak.

Materyalizm nedir? bir fikir midir, yoksa madde midir?

Ben kendi tanimlarimi yapayim.

Madde bir fenomen cesidi olarak gozlem ve yansi veren bir olgudur, bilgidir.

Ne mutlaktir, ne tektir ne de kesindir. Gozlem olarak bugun dusunce dalgalar halinde gozlem veren bir fenomendir ve numenal yetidir. Dusunce enerji olarak insanoglunu etkiler. Yani numenal yeti fenomenal yapiyi etkilemektedir.

Ayrica insanoglu tamamen numenal yeti degerleri ile yasar; inanclar, ideolojiler, etik, fizik otesi degerler, estetik degerler v.s. Bunlarin hic biri madde degildir.

Tabiki burada bag vardir. Insanoglu beyni olmazsa, numenal yetisi olmaz, kavrami olmaz. Iste bu ucu indirgenemez bir butundur.

Iste o yuzden siz kendi algiladiginiz madde ve materyalizmi aciklarsaniz, aramizdaki yazisma daha saglikli olacak.

Ayrica materyalizm bilimsel de degildir, bilimin bir dali da degildir.

Ben yadsimaktan bahsetmiyorum. Endekslemekten ve kesistirmekten bahsediyorum.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
"Dusunce enerji olarak insanoglunu etkiler. Yani numenal yeti fenomenal yapiyi etkilemektedir.

Ayrica insanoglu tamamen numenal yeti degerleri ile yasar; inanclar, ideolojiler, etik, fizik otesi degerler, estetik degerler v.s. Bunlarin hic biri madde degildir. "

Arada sırada doğru şeyler de söylüyor arkadaş. Hakkını teslim etmek lazım. :)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst