Rasgelelik düzeni neden bozamıyor?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Pyramos tarafından oluşturulan Rasgelelik düzeni neden bozamıyor? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 16,902 kez görüntülenmiş, 161 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Rasgelelik düzeni neden bozamıyor?
Konbuyu başlatan Pyramos
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Fetâ
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
"Bu yargi degil, bilimsel bir aciklamadir." da yine senin yargındır ve yanlış bir yargıdır. Zırvadır.

Bilim, benim söylediğimi söylüyor. Tartışma bitmiştir
.

Tamam bitsin. Bilimsde tartisma yoktur zaten olgu ya da teori vardir. Evren icin kullanilan sifat, perpetual yani daimi dir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
cehaletime verin sayın evrensel insan...insan geçmişten gözlem alabilir mi.?buradan bir yere varmak istiyorum cevabınıza göre devam edeceğim..

Bunu daha once acikladim. Insanoglu kendi varliginda gozlemi alir. Yalniz bu gozlem zamansal olarak kendi oncesine gidebilir.

Big bang gibi, dunyanin yasi gibi, dinazorlar v.s. gibi.

Ama gozlem mutlaka insanoglu varligindadir, elde edilen bilginin zamani insanoglu varligi oncesine gidebilir.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
varmak istediğim yer bu değildi..sönmüş bir yıldızın gözlemi göz yanılması mı yoksa geçmişi gözlem midir.?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
varmak istediğim yer bu değildi..sönmüş bir yıldızın gözlemi göz yanılması mı yoksa geçmişi gözlem midir.?

Bilimsel olarak bildigim kadariyla bir yildizin gozlemi kendinin degil; isiginin gozlemidir. Yani yansisidir. Iste gozlem vermek ve yansimak ta budur. O yuzden yildiz acisindan yansimasi ve kendsisinin yansimasi gozlem olarak zamansal bir farktir.

Bilim bilimsel olarak fenomeni degil; gozlemini ortaya koyar.

Fenomenin varliksal tartismasi metafizik/ontolojinin bir konusudur, bilimin degil.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
bu söylediğinize göre ışık kaybolmuyorsa demek ki ilk patlama anının gözlemi de bir yerlerde bulunabilir doğrumu anladım..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bu söylediğinize göre ışık kaybolmuyorsa demek ki ilk patlama anının gözlemi de bir yerlerde bulunabilir doğrumu anladım..

Olabilir tabiki. Yani gozlem sadece yansimaya aittir. Ne olanin kendisi, ne de yildiz olarak yildizin kendisinin yansimasi degildir.

O yuz\den de aralarinda zamansal fark vardir.

Mesela bir yildizin isik yili uzakligi, onun yansimasidir. Yani gozlemi vermesidir.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Bu hep soru işareti olarak kafamda kalacak ve şimdiye kadar da kesin bir bilimsel cevabını bulamadım..ses ve ışık bir dalga ise ve devamlı olarak yayılıyorsa mutlaka bir yerlerde kesişmiş olmamız lazım..belkide sönmüş bir yıldızın gözlemi o yıldızın sönmeden önceki son dalgasının bizdeki yansımasının olasılığı bana heyecan veriyor..belki düşüncem size saçma gelebilir fakat ışık hızı zaman mekan kavramlarının bu anlaşılmaz kesişmeleri bende açıklama bekleyen bir sorun olarak kalacaktır..bence de tartışma bitmiştir..açıklamalarınız için teşekkür ederim..
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Fizikte yanlış bir şey söyleyeni çok fena yakalarım. Söylimm bak...
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Olabilir tabiki. Yani gozlem sadece yansimaya aittir. Ne olanin kendisi, ne de yildiz olarak yildizin kendisinin yansimasi degildir.

O yuz\den de aralarinda zamansal fark vardir.

Mesela bir yildizin isik yili uzakligi, onun yansimasidir. Yani gozlemi vermesidir.
Bir metre ötemizdeki nesne için de aynı şey söz konusu.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bir metre ötemizdeki nesne için de aynı şey söz konusu.

Aynen bilim bilimsel olrak nesnenin ne oldugunu degil; onun gozlemini ortaya koyar. Nesnenin ne oldugunun tartismasi metafizik/ontolojik ideoloji ve inancsaldir.

Iste o yuzden hic bir nesne nesnel olarak ortaya konamaz. Insanoglu gozxlemi ya da ideolojisi, inanci ile ortaya konur. Bu da numenal yeti degeri olarak oznellik icerir.

Nesnel/ontolojik gerceklik, bir insanoglu yapilandirilmisligidir.
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
bu başlıkta asıl tartışılan konu sanırım;
evrenin akıllı tasarım sonucu yaratılışı mı yoksa kendiliğinden olan bir rastgelelik mi..

burda asıl konuşulması gereken bu iki ihtimalden hangisinin doğru/gerçek olabileceğinden çok
insanoğlunun bu 2 seçenekten birini sahiplenip savunması ihtiyacının nerden kaynaklandığı..

işte burda bilgi ve nonbilginin önemi ortaya çıkıyor
ortaya çıkan diğer bir şey de özbenlik ve sahtebenlikte(ego) yaşamanın olgulara yaklaşım farklılığından dolan bölücülük bozgunculuk..

bilincimize yansıyan evreni henüz zamansal ve mekansal olarak sınırlarını çizip bir bütün olarak masaya yatırabilmiş değiliz..
yani daha evrenin ne zamanını ne mekansal sınırlarını ne de içeriğini tartışmasız olarak bilmiyoruz..
ayrıca bu evrenin bir başlangıcı olduğunu dahi bilmiyoruz.. yani başalngıçsız/bitimsiz bir evrenle mi karşı karşıyayız, bu konuda bile bilgimiz yokken

elimizde sadece bilimsel teori bazında
ve değişik dinlerin yaratılış hikayeleri
budizm öğretisinin başlangıçsız bitimsiz bir evren modeli öğretisi varken..

batı dünyasının tektanrılı dinleri zihninde yaşayan ister bilimadamları olsun ister inançlı insanlar, nedense bu konuda kesin bir karara varmak isitiyorlar..

yani ya bu evren insandışı bir bilinç/zeka (ki bu konuda tek alternatif tanrı) tarafından tasarlanıp yaratıldı

ya da kendiliğinden tesadüfen oluştu..

insanoğlu niçin -henüz bu konuyu bilmiyoruz, elimizde sadece bilimsel ve dinsel veriler var, bu konuyu şimdilik
gözlemlenebilir
sınanbilinir
tekrarlanabilinir
ve evrensel onay alıncaya kadar bekleyelim ve görelim demiyor da..

mutlaka bu dinsel ve bilimsel inançlardan birine taraftar olup bunu savunmak ihtiyacı duyuyor..

burda benim kişisel tezim yine insanoğlunun benlik katmanı ile ilgili..

yalancı benlik/ego tataminsizlik üzerine inşaa edilmiştir ve kararsız kalamaz, mutlaka bir karar vermek zorunda hisseder kendini ve verdiği bu karar herzaman inançsal olacaktır.. inançsal olacağı için de evrensel kabulü olmayacak ve her zaman karşıt inançlar olacaktır.. her karşıt görüş ve inanç o egonun tatmini için ciddi bir tehdit unsuru oluşturacağı için bu tür evren ve insanla ilgili inançsal her bakış insanoğlunu bölecektir..

aynı örnek evrim teorisi için de verilebilir.. evrim teorisi şimdilik bir bilimsel inanç düzeyindedir.. çünkü
gözlemlenebilir
sınanabilir
tekrarlanabilir ve
dolayısıyla henüz evrensel kabulü olmayan bir teoridir..

burda özbenliğinde yaşayan biri, dinlerin ve bilimin ortaya koyduğu bu insanlığın başlangıcı konusundaki tez(yaratılış) ve teorilere(evrim) tamamen tarafsız ve objektif yaklaşır.. herhengibirine taraf olup diğer insanlara karşı savunmaz, karşı tarafı yanlışlamaya çalışmaz, bir tanesini sahiplenip inanca saplanmaz, herşeyi zaman bırakıp sadece izler ve gözlemler..

ama kişi özünde değil de ikinci sahte benliğinde yaşıyorsa bunlardan birine kene gibi yapışıp savunma ihtiyacı duyar.. -insanlığın başlangıcını henüz bilmiyoruz bu konuda kesin bir karar veremeyiz diyemez, çünkü ego buna müsaade etmez ve bunlardan birine taraf olmayı, savunmayı ve karşı tarafı yanlışlamaya çalışmaya hedef alır...ve bu konuda yaptığı her türlü eylem kendini daha haklı çıkarmasına ve iyi hissetmesine/tatmine neden olur..

bilinemezlik bilinç düzeyi ve bilimsel bakış açısı budur işte..
gerçeği tarafsızca aramaktır, zihnimizdeki inandığımız şeyi gerçeklik zannedip onu kendimize ve diğer insanlara manüpüle etme sanatı değildir..
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Aynen bilim bilimsel olrak nesnenin ne oldugunu degil; onun gozlemini ortaya koyar. Nesnenin ne oldugunun tartismasi metafizik/ontolojik ideoloji ve inancsaldir.

Iste o yuzden hic bir nesne nesnel olarak ortaya konamaz. Insanoglu gozxlemi ya da ideolojisi, inanci ile ortaya konur. Bu da numenal yeti degeri olarak oznellik icerir.
"Nesnel/ontolojik gerceklik, bir insanoglu yapilandirilmisligidir." ama, insanoğlunun ulaşabildiği yetersiz bilgi oluşan bir yapılandırmadır. Akıllı bir insan, "gerçek bilgi" nin, "bir yerlerde" olabileceği ihtimalini dışlamaz. Akıllı bir insan inancı da dışlamaz.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
"Nesnel/ontolojik gerceklik, bir insanoglu yapilandirilmisligidir." ama, insanoğlunun ulaşabildiği yetersiz bilgi oluşan bir yapılandırmadır. Akıllı bir insan, "gerçek bilgi" nin, "bir yerlerde" olabileceği ihtimalini dışlamaz. Akıllı bir insan inancı da dışlamaz.

Ben konuya dislama/dislamama olarak degil, bir ihtiyac ve numenal insanlik adina verecegi yarar/zarar olarak bakiyorum. O yuzden konu "gercek" bilgi degil; gecerli bilgidir. Bu gecerlilik te cagdasliga, teknige, bilginin yanlislanabilmesine yenilenebilmesine ve gozlem verebilmesine ya da teori ise, mantiksal olarak olabilme olasiligina gore gecerliligini bilimsel olarak korur, ya da degistirir.

O yuzden yapilandirilmislik olarak her turlu bilginin gercekligi degil; guncel, cagdas, bilimsel v.s. temelli gecerliligi ve buna uygun olarak degisebilirligi onemlidir.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Rasgelelik düzeni neden bozamıyor.? Aslında her an gelişen ve yaşananlar olması gerektiği şekliyle gerçekleşiyor..tüm bu gelişen olayları anlama çabası rasgele bir düşünceden ibaret..bizim bu düzeni değiştirme çabamız ve her türlü fiziksel etkimiz bile bu düzenin olması gerektiği şekline katkımızdır..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Rasgelelik düzeni neden bozamıyor.? Aslında her an gelişen ve yaşananlar olması gerektiği şekliyle gerçekleşiyor..tüm bu gelişen olayları anlama çabası rasgele bir düşünceden ibaret..bizim bu düzeni değiştirme çabamız ve her türlü fiziksel etkimiz bile bu düzenin olması gerektiği şekline katkımızdır..

Duzendenb kastin nedir.

Bir gozlem veren ve yansiyan vardir, bir de insanoglunun yapilandirdigi kurumsallasmis, sistemlesmis olan vardir. Hangi duzen?
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Düzenden kastım yaşamın yada evrenin diyelim ilk yapılandırılmış halinden ilanihaye devam edecek olan ve yapılandırılmış düzen..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Düzenden kastım yaşamın yada evrenin diyelim ilk yapılandırılmış halinden ilanihaye devam edecek olan ve yapılandırılmış düzen..

O gozlem ve yansi vereni kendi algisi, bilgisi, kavrami v.s. ile yapilandiran insanogludur. Ona yani yansiyana ve gozlem verene duzen de diyen insanogludur.

Kisaca bunlarin gozlem ve yansi veren acisindan baska da bir rolu yoktur.

Ayrica duzen kavrami olumlu/olumsuza ifade olarak acilir. Yani duzenli mi duzensiz mi?

Insanoglunun entropi, quantum ve yanlislanabilirlik temelinde ortada bir duzensizlik soz koinusudur. Ama bir de gozlem ve yansi vererek isleyen bir cark vardir. Eger buna da duzen dersek. O zaman ortada olan duzenin duzensizligidir. Yani duzensiz bir duzen.

Eger duzeni duzenli kilar isek; bu inanc ve ideolojik olur. Ayrica yanlislanabilirlik yerine mutlaklasir ve quantuma da entropiye de ters duser.

Entropi basliginda bir ornek verilmis. Uc kalem ornegi. Iste bu uc kalemin biribiri ile olan izdusumu gozlem veren ve yansiyan bir duzendir. Ama, eger duzenli olmalari ucgen kurmalari ise boyle bir gozlem veren duzen yoktur, o zaman da duzensizdir.

Ayrica her seferinde uc kalemin ayni izdusumu vermeyecegi de dusunulurse; o zaman gozlem veren duzenleri biribirinden farkli olacaktir, bu da duzenin duzensizligi demektir.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
O gozlem ve yansi vereni kendi algisi, bilgisi, kavrami v.s. ile yapilandiran insanogludur. Ona yani yansiyana ve gozlem verene duzen de diyen insanogludur.

Kisaca bunlarin gozlem ve yansi veren acisindan baska da bir rolu yoktur.

Ayrica duzen kavrami olumlu/olumsuza ifade olarak acilir. Yani duzenli mi duzensiz mi?

Insanoglunun entropi, quantum ve yanlislanabilirlik temelinde ortada bir duzensizlik soz koinusudur. Ama bir de gozlem ve yansi vererek isleyen bir cark vardir. Eger buna da duzen dersek. O zaman ortada olan duzenin duzensizligidir. Yani duzensiz bir duzen.

Eger duzeni duzenli kilar isek; bu inanc ve ideolojik olur. Ayrica yanlislanabilirlik yerine mutlaklasir ve quantuma da entropiye de ters duser.

Entropi basliginda bir ornek verilmis. Uc kalem ornegi. Iste bu uc kalemin biribiri ile olan izdusumu gozlem veren ve yansiyan bir duzendir. Ama, eger duzenli olmalari ucgen kurmalari ise boyle bir gozlem veren duzen yoktur, o zaman da duzensizdir.

Ayrica her seferinde uc kalemin ayni izdusumu vermeyecegi de dusunulurse; o zaman gozlem veren duzenleri biribirinden farkli olacaktir, bu da duzenin duzensizligi demektir.
Düzensizlikten bir düzen oluşması, olasılık dışı ihtimallerin zincirleme devam edişi demektir.. Bu nasıl oluyor?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Düzensizlikten bir düzen oluşması, olasılık dışı ihtimallerin zincirleme devam edişi demektir.. Bu nasıl oluyor?

Ortada duzen dolayisiyle bu kavraminifadesi olabilecek olan duzxenlilik ya da duzensizlik yok.

Insanoglu kendi iradesi disinda kendine gozxlem verene duzen diyor.

Bu duzeni kendi algisi, biligisi v.s. ile sorguladiginda da ona duzenin ifadesi olan duzenli/duzensiz sifatini veriyor. Yani duzeni niteliyor.

Mesela diyelim ki insanoglunu yasatan organlar ancak yasami yasatacak sekilde dizilsin ki bir duzen olsun. Yani kafa buurda, beyin onun icinde, bobrek surda, kalp burda v.s.

Peki buradaki algi olarak duzensiz olan nedir?

Mesela ayaklarin 180 derece donmemesini, arkada goz olmamasini, geriye yurunememesini, arkani kasiyacak bir kolun sekli olmamasini v.s. istersen bir duzensizlik olarak algilayabilirsin.

Ya da bu duzen duzensizlige donusuyor, yani hastalaniyor, sakatlaniyor, eskisi gibi islemiyor, kanser hucresini uretiyor, ur uretiyor v.s. Simdi buna ne diyecegiz? Bu duzeni bozuyor mu? evet,kisinin yasamini bozuyor, ama gozlem de veriyor. O zaman ilk duzen mi duzen degil, yoksa basta bir duzen mi yok, yada...?
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Ortada duzen dolayisiyle bu kavraminifadesi olabilecek olan duzxenlilik ya da duzensizlik yok.

Insanoglu kendi iradesi disinda kendine gozxlem verene duzen diyor.

Bu duzeni kendi algisi, biligisi v.s. ile sorguladiginda da ona duzenin ifadesi olan duzenli/duzensiz sifatini veriyor. Yani duzeni niteliyor.

Mesela diyelim ki insanoglunu yasatan organlar ancak yasami yasatacak sekilde dizilsin ki bir duzen olsun. Yani kafa buurda, beyin onun icinde, bobrek surda, kalp burda v.s.

Peki buradaki algi olarak duzensiz olan nedir?

Mesela ayaklarin 180 derece donmemesini, arkada goz olmamasini, geriye yurunememesini, arkani kasiyacak bir kolun sekli olmamasini v.s. istersen bir duzensizlik olarak algilayabilirsin.

Ya da bu duzen duzensizlige donusuyor, yani hastalaniyor, sakatlaniyor, eskisi gibi islemiyor, kanser hucresini uretiyor, ur uretiyor v.s. Simdi buna ne diyecegiz? Bu duzeni bozuyor mu? evet,kisinin yasamini bozuyor, ama gozlem de veriyor. O zaman ilk duzen mi duzen degil, yoksa basta bir duzen mi yok, yada...?
Benim sorumun cevabı bu değil ki?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst