Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde burakender tarafından oluşturulan Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 137,317 kez görüntülenmiş, 1,062 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar
Konbuyu başlatan burakender
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Ruairi

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Tanrının varlığı, arkhe problemi ile ilgilidir..Kabaca ilk hareket ettirici manasına gelir arkhe..İnsan görgül olarak bilir ki, herşeyin bir nedeni vardır...Haliyle insan, insan olduğundan bu yana ""peki bu evren ve içindeki herşeyin nedeni nedir?"" diye sormuştur...Bu sorunun sonucunda tanrının varlığının zorunluluğuna inanmıştır...Bu sonuca nasıl ulaşmıştır peki ? Herşeyin bir nedeni varsa, tanrının da bir nedeni, yani tanrının da bir öncesi bir tanrısı olması gerekmektedir..durum böyle ise, ikinci tanrının da bir tanrısı ve onunda bir tanrısı olmalıdır ve bu kısır döngüdür..ancak insan aklına tek bir noktadan başlaması gereken bir evren fikri makul/zorunlu gelmektedir...Haliyle bu ilk harekettirici olan tanrının, esasen bir başlangıcının olmaması gerekmektedir..Birşeyin başlangıcının olmaması için, niteliksizlik olma zorunluluğu vardır...zira niteliği olan herşey etrafımızda gördüğümüz şeyler sona ererler...genç isen yaşlanırsın gibi..yaşlanmamak için genç de olmamak yani bu tip hertürlü nitelikden bağımsız olması gerekir ki bir başlangıcı olmasın ve haliyle bir bitişi de olmasın...Sorun şurdadır; bir başlangıcı olmayan yahut başlamamış herhangi bir şeyin ,şu an var olması gibi bir şey mümkünmüdür?...Tanrı fikrine sahip olanlar bu soruya evet yanıtı vererek ve bunu da tanrıyı gördümüz herşeyden, hertürlü nitelikten bağımsızlaştırarak yaparlar...Başlamamış birşeyin var olabileceğini düşünüyorsanız bu size mümkün geliyor ise tanrının varlığı da mümkündür..aksi halde değildir...

Herşeyin bir başlangıcı olması gerektiği fikri de sanırım içinde yaşadığınız evrenden geliyor... Başlangıç kavramının ne ifade ettiğine açıklık getirmek gerek. Yani neden-sonuç ilişkisi akla gelebilir burada. Ya bütün bu kainat veya ötesi bir döngünün içinde ise? Sadece başkalaşıp değişiyor ise? Ya top sürekli iki nokta arasında gidip geliyor ise. Başlangıç göreceli bir kavram ise?
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Herşeyin bir başlangıcı olması gerektiği fikri de sanırım içinde yaşadığınız evrenden geliyor... Başlangıç kavramının ne ifade ettiğine açıklık getirmek gerek. Yani neden-sonuç ilişkisi akla gelebilir burada. Ya bütün bu kainat veya ötesi bir döngünün içinde ise? Sadece başkalaşıp değişiyor ise? Ya top sürekli iki nokta arasında gidip geliyor ise. Başlangıç göreceli bir kavram ise?


Bilimsel düşünceye yaklaşarak, yani biraz rasyonelizmden biraz da kuşkuculuktan faydalanıp soyut ve somutu birleştirirsek..yani sahip olduğumuz "önsel" bilgileri (önselden kastım Descartes'inki değil daha çok Kant'a yaklaşan önsel bilgi)gözlemle elde edilen ile karşılaştırırsak, gerçeğe daha isabetli yaklaşmak da mümkün olabilir.. Belki de gerçek, kısır bir döngüdür ve gözlemlerimize dayanarak (herşeyin bir nedeni olması gerektiğini bildiğimizden) bu döngüye ulaşıyoruzdur..akli olarak da bu durumu teyit edebiliyoruzdur.....Ancak tek yaratıcı fikri beynimize kazınmış olduğundan (ki öğretilerek yapılmıştır bu..nerden biliyoruz ?..zira tek tanrı fikri tarihin belli bir aşamasında ortaya çıkmıştır, belli bir aşamadan önce yoktur) bu tekleştirmeyi apriori yani önsel bir bilgiymiş gibi benimseyip, yanlış olan bu temelden hareketle "başka türlüsü düşünülemez ki" ye oturtuyor olabiliriz...Şu da bu fikri doğrular...salt akıl ile ulaşılmış olunan bilgi mantıklı olabilir ancak gerçekten kopuk olabilir... Örnek olarak ,özellikle yunan düşüncesinde felsefenin bu soyutlama işi okadar ilerdeki , model mantıken anlamlı ancak gerçekçi değil...Misal ; Hipparkus'un (isimde harf hataları olabilir zira adamların bu çetrefilli isimlerini harfiyen hatırlamak başlıbaşına iş) gezegenlerin hareketi ile ilgili sistemindeki gibi...temel varsayımları hatalı ancak sonuçlar temsil yönünden başarılı..gezegenlerin konumları ile ilgili kestrim gerçeğe yakın şekilde yapılabiliyor ancak evrenin merkezinin dünya olduğu ve diğer herşeyin de onun etrafında döndüğü kabul edilmiş..Kısacası, gözlemler bu aşamada kısır bir döngüden yana gibi...ancak çoğunluk için akıl bu şekilde düşünmeye alışık olmadığından, bu fikir akılsızlıkla eş tutulabiliyor...Diğer taraftan kısır bir döngünün olması demek o şeyin bir ilk nedeni olmamasını gerektiriyor..bu durum da neden sonuç ilişkisini kırdığı için bilimsel düşünmeye uygun düşmüyor...Sonuç itibari ile iki ucu harika bir değnek olmuş oluyor..Kolay gelsin...
 

NEORACK

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Eyl 2010
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Öncelikle şunu belirteyim.Herşeyin bir sebebi olmalı ve bu yüzden Tanrı' da varolmalı felsefesini red ediyorum. Bu şart değil. Bir şeyin illa anlamlı ya da sebepli olması da gerekmez ayrıca.
Bu bir varoluş kuralı değildir. İnsan bir yandan ölmek için diğer yandan da iyi yaşamak için yaşayan bir varlık sonuçta. Ve ayrıca insan gerektiğinde kendini çevresindeki herşeyden soyutlayabilen ve tamamen ayıran çok çok özel bir yapıya da sahiptir.

Bir an düşünüyorum herşey anlamsız ve mantıksız olsa ne olur. Sonuçta ben miyim sebebi kardeşim. Oyunumu oynar çeker giderim bu dünyadan. Soyutlarım kendimi geçerim dalgamı hayatla.. İşte bu kadar basit. Şu an yaptığım gibi. Ben mi geldim kendi isteğimle bu dünyaya.. Ayrıca şu tartıştığımız konuya bak yaa. Olacak iş değil. Nasıl kanıtlanabilir ki Tanrı'nın varlığı. İş kafadan kopmuş zaten.. Şu felsefenin gereksiz konularından birisi daha..

şimdi geleyim esas yorumuma.. sonuçta Tanrı' nın varlığını asla ispatlayamayacağınız gibi yokluğunu da kesin suretle ispatlayamazsınız.
Tamamen bilimsel ve objektif düşündüğümde şöyle bir oran beliriyor baynimde. Tanrı %99,999 yoktur. Ama diğer yandan şu % 00,001 lik ihtimalin ister gidin peşinden ister gitmeyin.. ben gitmeye çalışıyorum. sebebi eğer adalet yoksa ilahi adaletin tecelli etmesini istediğimdendir.
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
toz_zerresi' Alıntı:
Herşeyin bir başlangıcı olması gerektiği fikri de sanırım içinde yaşadığınız evrenden geliyor... Başlangıç kavramının ne ifade ettiğine açıklık getirmek gerek. Yani neden-sonuç ilişkisi akla gelebilir burada. Ya bütün bu kainat veya ötesi bir döngünün içinde ise? Sadece başkalaşıp değişiyor ise? Ya top sürekli iki nokta arasında gidip geliyor ise. Başlangıç göreceli bir kavram ise?
aslında yüksek olasılıkla öyle de! bir patlama ile başladığı düşünülen ve genişlemekte olan evrenin yeteri kadar maddeyi barındırdığını düşünürsek bu genişleme duracak ve tekrar büzülmeye gidecektir. o zaman ilk kozmik yumurtaya geri gelineceği ve tekrar patlamayla evrenin yeniden şekilleneceği tezi yaygın olmasa da kabul görmüş durumda. bu na "salınım yapan evren" de deniyor. eksikleri bir hayli fazla olsa da farklı sonuçlarda döngüye varıyor.

ancak bu döngü başlangıcı reddeden bir şey değildir. akrep ve yelkovan sonsuza kadar dönebilir ancak bir kuruluş anı olduğunu da biliriz. döngüsel bir evren başlangıçsızlık anlamına gelmediği gibi sona ermeyeceğini de hesaba katarsak aslında başlangıcı olanın sonu olmamış oluyor o zaman. buyur burdan yak. :)

Öncelikle şunu belirteyim.Herşeyin bir sebebi olmalı ve bu yüzden Tanrı' da varolmalı felsefesini red ediyorum. Bu şart değil. Bir şeyin illa anlamlı ya da sebepli olması da gerekmez ayrıca.
Bu bir varoluş kuralı değildir. İnsan bir yandan ölmek için diğer yandan da iyi yaşamak için yaşayan bir varlık sonuçta. Ve ayrıca insan gerektiğinde kendini çevresindeki herşeyden soyutlayabilen ve tamamen ayıran çok çok özel bir yapıya da sahiptir.

Bir an düşünüyorum herşey anlamsız ve mantıksız olsa ne olur. Sonuçta ben miyim sebebi kardeşim. Oyunumu oynar çeker giderim bu dünyadan. Soyutlarım kendimi geçerim dalgamı hayatla.. İşte bu kadar basit. Şu an yaptığım gibi. Ben mi geldim kendi isteğimle bu dünyaya.. Ayrıca şu tartıştığımız konuya bak yaa. Olacak iş değil. Nasıl kanıtlanabilir ki Tanrı'nın varlığı. İş kafadan kopmuş zaten.. Şu felsefenin gereksiz konularından birisi daha..

şimdi geleyim esas yorumuma.. sonuçta Tanrı' nın varlığını asla ispatlayamayacağınız gibi yokluğunu da kesin suretle ispatlayamazsınız.
Tamamen bilimsel ve objektif düşündüğümde şöyle bir oran beliriyor baynimde. Tanrı %99,999 yoktur. Ama diğer yandan şu % 00,001 lik ihtimalin ister gidin peşinden ister gitmeyin.. ben gitmeye çalışıyorum. sebebi eğer adalet yoksa ilahi adaletin tecelli etmesini istediğimdendir.
öncelikle istatistik bir bilim değildir. ancak olasılıkla ilgili bir teori var. yeteri kadar denemede bütün olasılıklar gerçekleşmek zorundadır.

bazen Allah'ın varlığını kanıtlamak için dünyanın yaratılışındaki enderlik sunulur. güneşe uzaklığının, eksen eğikliğinin,kütlesinin vs tam uygunluğundan bahsedilir. sonrada denir ki dünyanın bütün bu uygun şartları bir arada bulundurması yüz trilyonda bir ihtimal. yaratıcı olmaksızın böyle bir tesadüf olabilir mi!!! :)

ancak dünya tek gezegen değildir. evrende yüz milyar galaksi ve her galakside yüz milyar yıldız bulunması olasıdır. bir trilyon tane yıldız etrafında kümelenen gezegen sayısı bundan çok daha fazla. o zaman olasılık düşünüldüğünde bu kadar yıldız ve etraflarında bu kadar gezegenden birinin bu uygun şartları taşıması olasılığı aslında yüzde yüz kadar kesindi.

ne anlatmaya çalıştım? şunu: bilime göre birden fazla evren olma olasılığı da var. hatta denizdeki kabarcık sayısı kadar olabilir. bu kadar evren, bu kadar deneme birinde %0,001 lik oranı gerçekleştirebilir. OLASILIKSIZLIK!!! ;)
 

matrix

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Eyl 2011
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
46
Başlangıç kavramı ; Başlı başına bir çıkmazdır.. Madde bigbang ile başladı.. Peki bigbang ne ile başladı zaman değişmez bir değer olarak kabul edilirse başlangıç noktası mantıksal olarak tasarlanamaz.. Çünkü her başlanıcın bir nedeni her nedeninde başka bir nedeni olmak durumundadır.. Bu sonsuza gideceği için başlangıçsızlık çıkmazı madde içinde geçerlidir.. Şu anda elimizdeki en mantıklı sonuç zamanın görece olduğu sonucudur.. Madde hareketin temelidir.. Hareket olduğu sürece bunu ölçen zamanda olmak durumundadır.. Bu yüzden madde dışı bir çözüme gitmek durumundayız.. Zaten bilimsel çalışmalar (Quantum mekaniği , Zaman boyutu v.s.) madde ve zamanın bildiğimizden çok farklı olduğunu ortaya koymaktadır.. Bu durumda madde ve zamanın olmadığı üst bir var oluş başlangıç noktası kabul edilebilir.. Böyle bir durumda daha gerisini sorgulayamayız çünkü o noktadan sonra zaman yoktur.. Böyle bir var oluş insan aklının sınırlarını zorlasada mantıksal bir yaklaşımdır.. Peki o var oluş ne olabilir ve neden madde alemine hayat verdi ilginç bir soru devamı sonra artık... Sizin fikirlerinizde varsa buyurun.... :)
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
hiç / bir! şey
yoktan var...vardan yok olmaz/ edilemez.

yoktan var olmayan 'VAR'lık' hep! var(dı).. kendi kendinin sebebi olup hal!iyle daim var OLacak...

ve 'O' tümel varlığın
zamanı mutlak zaman olup kendini..! VARlığını bağlamayan zam an(lamalar)ı..varOLUŞU yaratıyor bünyesi-n-de!

yani, enerjisi (hareketi) hal-i sebebiyle meskun zamanlamaları doğuruyor
(doğuruyor yaratıyor açığa çıkarıyor...tahayyülü.. nasıl kolayınıza geliyorsa öyle düşünün)

her hal ve şartta (mekanı ve zamanıyla) kendinde açığa çıkanlar: devreler halinde d-evresini...evresini sürüp yine-yeni d-evr/oluyor. ve bu meskun zamanlamaları süren varlık(lar) bir/birine ..birbirinin algısına göre gayba karışıyor,
kayb (yok/zayi) olmuyor.
- -
ve yine 'O' -n-dan mütevellit (süreçte) O'nda-n- hasıl olan İnsanın (akıllı düşünebilen bilinçli bir/varlık TÜRü olduğuna göre)

O'nu veya kendini!!! bütünden bağımsız müstakil yaratılış görmesini ve aklı/akıl yürütmeyi de bu!? müstakilin tekelindeymiş gibi düşünmesini yanlış buluyorum (dinsel öğretinin halef salef makamını da kimimize hatırlamakta fayda var)

'O' varlığın bütünlüğünü makrodan mikroya vücut bütünlüğümüzden örneklersek:

herhangi bir uzvumuz bünyemizde yer aldığına göre vücudun herhangi bir ihtiyacının tamamlayıcısıdır.. hasar görmesi işlevini yerine getirememesi hem kendine hem bünyeye zarardır ve yine hayatiyet de sıralanışı bir fonksiyonu varsa da herbir organımızın tek başına (hiç)bir şeydir.ve 'Ben'bilinciyle beraber nasıl ki tüm uzuvların kapsayanı.. karaciğer de tek başına 'karaciğer' olup.. 'Ben' değil ise

İnsan da makroda 'O' bütünlüğün beyin takımında (bağlantıda) fonksiyon gören! ancak tek başına sadece karaciğer misaline benzer 'İnsan'dır...'O' değildir O'nda bilse/bilmese de görev /sorumluluğundadır (insan insanın kurdu/görmesi bilmesi düşüncesine katkı bir vesile aynasıdır)
- -
yine belirteyim mutlak zam(an)da meskun zamanlamalar var bir/çok bigbang bir/çok yaşam bir/çok sönümlenmeler ....böyle gider..

(varoluş(t)a Varlık içre , hangi bilinç boyutunu kat etmiş/duyumsayıp hak etmişsek normal olarak safha atide -sıralı- oradan duyumsamaktayız..birlik bilincine ulaşılıp ayrı-gayrılık perdesi kalkınca akıl-gönülle kıyamına erince varlığımızı somut mu soyut mu varlığı !? kararını ancak bileceğiz ki O da zamanla ...düşüncesindeyim -antiparantez ekledim)
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Mikro düzeyde çok fazla ayrıntı var bu kadar şey nasıl bir araya gelir,trilyon değil katrilyon bir bile şansı yok bence.. Tanrıya inanmayanlar neden inanmıyor, inananlar neden inanıyor aslında böyle bir başlık açmak istiyorum..inanlarda inanmayanlarda NEDENi ? ni istatistiksel olarak yazsalar keşke..İşte şu sebebden %30 şu sebebden %20 gibi.. böylece tüm sebebleri (özel-genel) tek başlık altında toplamış oluruz..
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
mikroda (insan vücudu/sisteminde) dahi... her bir (organ'ın kendi işleyişi dahilide de )sistemin çalışması
sistem içi sistemlerle konuşlanmış bağlantıda sistemlere, dahil olan ve bünye genelinde değerlendirildiğinde
triyonlarca
(hücrenin) atomik/bütünlüğün yine kendi sisteminin hayati sürecini sürmesi/yerine getirmesiyle mümkündür. (sürer hayat)

Makrodan Mikroya... artı-eksi dengesini de kurarak sürebilen Sistem İçi sistemler bağı/bütünlüğü
- -
ve yine içerikde bir/çok ayrıntıda..
tabi (doğal gelişimde) tâbi( bağlı)

...tesadüf eseri damgası vurulması ise talihsiz! bir/düşünce ( tabiatta -dahili- olan herhangi bir şey -her ne ise- .sebep sonuç vetiresince)

Misal.. basit!! bir işleyiş örneği: kapalı nemli ortamdaki tahılın kurtlanması/kelebeklenmesi istenmez ancak ortamına da sebebiyet vermiş/yaratmışsanız!? önlemini (kontrolünü) de düşüneceksiniz

(önce) yok edecekseniz..vebali yükleneceksiniz (yüklendiniz) de mecbur (söyleyelim)

ancak daha önemlisi ..
istemediğiniz ortama sebebiyet vermeyeceksiniz/istenmeyen ortamı yaratmayacaksınız!?
deneyiminiz (artarak, düşünmenize.. çözüm üretmenize de) vesile oldu...tekrarı olmaz!? gibi

- - -
'Ben' de hepimiz gibi kendimin!? fark ı(n)da! yım
döngünün bilincinde, değişimin etkisinde/tepkisinde, sürece tâbiyim

ve 'lâ ilâhe illâallah..' bu kelime bütünlüğüne tâbiyim.Büyüklük 'ben'de değil 'ben' büyüklükteyim (bilincindeyim)

Bütün güzel adlar 'O'nundur dan anladığım da bu minvalde.. gelişimde:
Ruh-bilinç(beden) bütünlüğünde ve fakat O'nun da değişim dönüşüm etkileşimde olduğuna; niyete-amele/ karşılığa
bu işleyişe
tâbiyim.

O'nun kimyası fiziği manyetizması (iyon çarpmasının : D ) etkisindeyim. Değişim-dönüşümü kabullenirken çapı dar 'evrim' tartışmalarından da uzak dururum..okurum..B/İlmi sayar severim O'nsuz olmaz bilirim
ve bu minval üzre çok şükür imanlıyım. Parça/bütün ilişkisine bu anlamda Birliğe inanırım!

belki 'O' anlayışım uymuyordur kimisine..OLsun :) uysun derdinde olmadığım gibi bilhassa uyumsuzluk çabasında da değilim
budur :)
 

matrix

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Eyl 2011
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
46
hiç / bir! şey
yoktan var...vardan yok olmaz/ edilemez.

yoktan var olmayan 'VAR'lık' hep! var(dı).. kendi kendinin sebebi olup hal!iyle daim var OLacak...

ve 'O' tümel varlığın
zamanı mutlak zaman olup kendini..! VARlığını bağlamayan zam an(lamalar)ı..varOLUŞU yaratıyor bünyesi-n-de!

yani, enerjisi (hareketi) hal-i sebebiyle meskun zamanlamaları doğuruyor
(doğuruyor yaratıyor açığa çıkarıyor...tahayyülü.. nasıl kolayınıza geliyorsa öyle düşünün)

her hal ve şartta (mekanı ve zamanıyla) kendinde açığa çıkanlar: devreler halinde d-evresini...evresini sürüp yine-yeni d-evr/oluyor. ve bu meskun zamanlamaları süren varlık(lar) bir/birine ..birbirinin algısına göre gayba karışıyor,
kayb (yok/zayi) olmuyor.
- -
ve yine 'O' -n-dan mütevellit (süreçte) O'nda-n- hasıl olan İnsanın (akıllı düşünebilen bilinçli bir/varlık TÜRü olduğuna göre)

O'nu veya kendini!!! bütünden bağımsız müstakil yaratılış görmesini ve aklı/akıl yürütmeyi de bu!? müstakilin tekelindeymiş gibi düşünmesini yanlış buluyorum (dinsel öğretinin halef salef makamını da kimimize hatırlamakta fayda var)

..............
..............
..............

Her şeyin bir nedeni olması gerektiği sonucuna daha önce çıkmıştık.. Bu da hiçbir şeyin yoktan var olamayacağını zaten ortaya koyan bir sonuçtur.. Fakat var oluşun çok farklı bir alt yapısı olması mantığını çürütemez...

Bunu size şöyle bir örnek ile açıklamaya çalışayım.. 3 boyutlu oyunları hepimiz biliriz.. Buradaki mekan bilgisayar hafızasında tamamen elektriksel veriler olarak saklanır ve hesaplanır.. Bu oyundaki gördüğümüz dünya aslında yoktur.. Fakat içinde gezeriz.. Objeleri görürüz , Duvar bize engel olur v.s. Bu dünyada ölçümlenen bir alan varmış gibidir ama aslında yoktur.. Sadece işlemci tabanlı bir etkileşim ile oluşur bu dünya..

Burada anlatmak istediğim şudur.. Var oluş için bir neden hep olmak durumundadır.. Ama bu görünenle onun alt yapısının aynı olacağı anlamın gelmez.. Bu dünya sanaldır demiyorum yanlış anlaşılmasın.. Ama elimizdeki zaman ve madde sonsuzluk çıkmazında çuvallıyor.. Bilimde zaten madde ve zamanın çok farklı bir yapı olduğunu ortaya koymuş durumdadır.. Bizde haliyle en mantıklı açıklama olan zaman ve maddenin ilk nedensiz bir noktası olması için.. Zamandan farklı bir çözümünde olabileceğini düşünüyoruz.. Bütün veriler bizi bu noktaya mantıksal olarak getirmektedir..

Her şeyi yaratanın kendini bağlayan kurallar olacağı mantığı onunda bir kapsayanı olduğunu gösterir.. Buda ilk neden olmasını ortadan kaldırır.. Bu nedenle Yaratıcı noktası zaman,mekan v.s. Kısıtlayıcı bağlamlardan uzak her şeyin üstünde bir yer olmak durumundadır.. Yoksa ilk neden olma vasfını kaybeder..
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Var' lığını kendinden kıyasla bildiğin O' VARlık sabite..kendinde-n olup... iç yapısı VAROLUŞ bahse konu
ve -burada- ilk neden aramanın kısır döngüsü ile O'nda ki sonsuz döngüyü karıştırmamak lazım gelir..

VARlık!? kendi kendinin nedeni ve VAR
yine kendinde-n- içre kendini bağlamayan varOLUŞ dinamiği (uzamında meskun mekanlar!? ile yine bu oluşumların kendine has meskun zamanları var)

matrix @ var oluşun çok farklı bir alt yapısı olması mantığını çürütemez...

mesajımda yeterince açık mı anlatamıyorum bilemiyorum ancak

alt yapı değil/ iç yapı anlattığımız (müstakilen ayrılık yok herşey kapsama alanı dahilinde)

hem önü hem sonu 'O' hem ilk hem son 'O' hem Zahir hem de batın 'o' ve sana bana bir/diğerine şahdamarından yakın olan 'O' :)
 

matrix

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Eyl 2011
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
46
Zaten ben alt yapı derken yine aynı şeyi kast ediyorum.. Görünen veya görünmeyen yapı desek daha doğru bir yaklaşım olur sanırım...Yapının bir bütün olduğu görüşü daha sonraki konu idi ama yeri gelmişken doğru olduğunu kabul ediyorum.. Ondan öte ve dışında hiçbir varlık yoktur..Ve bununda bir çok mantıksal nedeni vardır.. ???

Görebildiğim kadarı ile düşüncemizin farklılaştığı nokta şurası ; Sen varlığın hepsinin ondan geldiğine ve her şeyi kapsadığına inanıyorsun ve görünen yapıyı kendinde barındırdığını düşünüyorsun... Ben ise yine aynı şeye inanıyorum fakat görünen yapıdan daha üstün ve bizim hayal dahi edemeyeceğim farklı yapıları ortaya koyabilecek her şeyden farklı ve üstün bir yapıya sahip olduğunu düşünüyorum..

Hiçbir şeye benzemez.. Her şeyden münezzeh ve üstündür.. Hiçbir şeye muhtaç değildir.. Her şey ona muhtaçtır..
 

Olabilir

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
9 May 2012
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
" matematiğe (soyut bir kavram yani elle tutulmuyor gözle görülmüyor ama doğaya uyguladığında her şey gün yüzüne çıkıyor yani matematiğin o soğuk rüzgarını hissediyorsun, doğaya çok uygun gerçekten var olmalı dememek elde değil gerçekten......... değil mi örneğin; bu asansör 400 kilogram taşıma kapasitesine sahip deniliyor peki bu nasıl mümkün matematik ile .. aaaa bir bakıyorsun 405 kiloluk bir grup binmiş veeee.... keşke binmeselerdi ....gibi... örnek çoğaltılabilir.) inanıyorsan, sen inanıyorsun" (Not: yazılanlar yazarını bağlamaz.. )
 

yeni_id

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
kim neye, her neye inanıyorsa doğrudur
ve somuttur inancı, inançsızlığım kadar
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
doğru söylüyorsun
belkide deyil
Nasrettin Hoca kadılık yaptığı bir dönemde tartışan iki kişi gelir. birincisi derdini anlatır ve diğer adamı şikayet eder. Nasrettin hoca "haklısın" der. sonra diğer adam anlatmaya başlar ve suçsuz olduğunu dile getirir. Nasrettin hoca ona da "haklısın" der. adamlar gittikten sonra olaya tanık olan karısı hocaya sorar: "Yahu Nasrettin, ben ömrümde hiç böyle şey görmedim. ona da haklısın dedin öbürüne de. nasıl ikisi birden haklı oluyor?" Nasrettin hoca eşine bakmış sakalını sıvazlamış ve demişki: "sen de haklısın"

sizin ki o misal olmuş. :)
 

düşünenadam

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
12 May 2012
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
23
sence tanrı olmasa insandaki vucudundaki düzen dogadaki düzen nasıl olabilir?!
dünyanın güneş etrafında dönmesi bu beyin...
tanrı yok diyelim insan nasıl var olacak evrenler nasıl var olacak yanlışlıklamı?!
bir ateistin konuşmasında spiker soruyor hadi evren yaratıldı felan filan ama insanın içindeki bu düzen akciğer görew yapması felan bu düzene nasıl otrdu
ateist diyor hücreler birleştiler mutasyona ugradılar bu düzen yerine oturdu
spiker soruyor yine yani insan mutasyon bir varlık mı
ateist adam evet insan hücrelerin mutasyona ugramış halidir

tanrı yoksa biz bir mutasyon yaratıgız...
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
sence tanrı olmasa insandaki vucudundaki düzen dogadaki düzen nasıl olabilir?!
dünyanın güneş etrafında dönmesi bu beyin...
tanrı yok diyelim insan nasıl var olacak evrenler nasıl var olacak yanlışlıklamı?!
bir ateistin konuşmasında spiker soruyor hadi evren yaratıldı felan filan ama insanın içindeki bu düzen akciğer görew yapması felan bu düzene nasıl otrdu
ateist diyor hücreler birleştiler mutasyona ugradılar bu düzen yerine oturdu
spiker soruyor yine yani insan mutasyon bir varlık mı
ateist adam evet insan hücrelerin mutasyona ugramış halidir

tanrı yoksa biz bir mutasyon yaratıgız...

Ateist adam:) bu ateist adamlar sanırım Tanrıyı anlayamadıkları için ateist adam oluyorlar genç adam:)

Tanrı varolmadığını düşünmemizi istiyor genç adam.. görünene bakılınca bu Tanrı hakkındaki kesin bilgilerden biri bana göre..hani senin bu ateist adamlar diyor ya; İmanı ver Cenneti al..mesele öyle değil genç adam.. Tanrı dünyada kendisinin varolmama ihtimali üzerine yaşamamızı istiyor belli ki..kısaca bu bu ateist adamlara bakma sen genç adam :)
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Ateist adam:) bu ateist adamlar sanırım Tanrıyı anlayamadıkları için ateist adam oluyorlar genç adam:)

Tanrı varolmadığını düşünmemizi istiyor genç adam.. görünene bakılınca bu Tanrı hakkındaki kesin bilgilerden biri bana göre..hani senin bu ateist adamlar diyor ya; İmanı ver Cenneti al..mesele öyle değil genç adam.. Tanrı dünyada kendisinin varolmama ihtimali üzerine yaşamamızı istiyor belli ki..kısaca bu bu ateist adamlara bakma sen genç adam :)


Ateistler arasında yapılan anket sonucunda bu şahısların çoğunun yahu biz tanrıyı anlayamıyoruz seçeneğini işaretledikleri görülmüştür...Ki bunların arasında dünya çapında isim yapmış bilim adamları, sanatçılar, filozoflar vesaire vardır..Yani "okumuşlar ama adam olamamışlar" ya da "okuyunca adam mı olunuyor yahu" serzenişlerini haklı çıkarmışlardır...Evet şimdi de haber bültenimize Allah diyen aslan ve ardından da domates üzerinde testip edilmiş Allah yazısının teknik analizi ile devam ediyoruz......
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst