zar

Güçlükle, zorla, dara dar; kıt kanaat

Arı, karınca gibi eklem bacaklıları içine alan, kanatları zar gibi saydam ve az damarlı olan hayvanlar takımı

bk. zarını bozmak

istediği sayıyı getirmek için, atmadan önce zarı parmaklar arasında düzene sokmak

şansı iyi olmak

zarı hızla yuvarlamak kader ile oynamak, geleceği için plân uygulamak

oyunu kazanmak

Tavla ve başka oyunlarda kullanılan kemik, fil dişi, plâstik gibi maddelerden küp olarak yapılan ve altı yüzünde, birden altıya kadar benekler bulunan oyun aracı

çok ince, saydam

ince perde veya örtü Kadınların örtündükleri çarşaf, car ince ve yumuşak yaprak durumundaki organlara ve organ bölümlerine verilen ad; epitelyum örtüsünün özelliklerine göre bu organlara sümüksü veya telsi zar denir Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden oluşan...

Burun boşluklarını yutağa kadar kaplayan sümük doku

Beyni saran zarların en dışta ve en sert olanı

Beyni ve omur iliği örten sert zar ile ince zar arasında bulunan ağ gibi ince, seyrek dokulu zar

Beyni, omur iliği saran zarların en altta olanı

Bitkilerde tohumu örten zarların dıştan ikincisi

Çiçek tozunu saran iki zardan içte olanı

Aynı irilikte olmayan kütin durumuna gelmiş çiçek tozu tanecikleri

Yemişlerin derisi, dış kabuk, meyve dışı