Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bu yazıda bahsedeceğim şey aslında bir makale değil, 1994 yılında İtalya'da düzenlenen bir NATO çalıştayında (İngilizcesi workshop, normalde atölye çalışması diye çevrilir ama kimya için bu biraz garip kaçacak diye düşündüm) gerçekleştirilen bir organik kimya panelinin metni... Panelin oturum...
Kimyanın hala büyük soruları var mı? Kimyanın temel bilim yanı ile uygulama yanı arasındaki sınır nerdedir? Eğer şu günlerde yapılan kimya araştırmaları neler bilebileceğimizle değil de neler yapabileceğimizle ilgiliyse, bu onu bir mühendislik dalı yapmaz mı? Yüzyılın başında ve hatta ortasında...
faust
Konu
buyuk
emre
hâlâ
kimyanin
sorulari
turkmen
var
yunus
Gerçekten ilginç bir makale mi bilemiyorum ama nanotüplere, total sentezlere ve mantık kapılarına (logic gates olmakta ingilizcesi) bulanmış bir bilimsel dergi denizinde Hidronyum İyonunun Benzen İçindeki Yapısı diye bir makaleye rastlamak sevindirdi doğrusu..Öyle ya, başlığını okuduğunuzda size...
faust
Konu
benzen
emre
hidronyum
icindeki
iyonunun
turkmen
yapisi
yunus
Stereokimyadan, asimetrik sentezden ve enantiyomerlerin değişik ayrılma yöntemlerinden daha önce bahsetmiştik; şu an organik kimyanın bu dalı öyle hızlı gelişen bir hal aldı ki sürekli yeni bileşikler enantiyosaf bir şekilde elde ediliyor, yeni yeni ilaçların total sentezleri yapılıyor, hatta...
1951 yılı kimya için büyük öneme sahip bir yıldır; birinci büyük keşfi, proteinlerin ikincil yapılarının önemli bir bileşeni olan α-sarmal yapıyı öne süren Linus Pauling yapmıştır. İkinci büyük keşif ise stereokimya alanında boy gösterir: artık konfigürasyon konusu bağıl olmaktan çıkıp Johannes...
faust
Konu
αsarmali
elli
emre
paulingin
sol
turkmen
yunus
Çoğumuz, canlıların yapısında bolca bulunan proteinlerdeki amino asitlerin (bazı bakteriler hariç) L, DNA'daki deoksiriboz şekerlerinin de D konfigürasyonuna sahip olduğunu duymuştur. Bunun neden veya nasıl böyle olduğu üzerinde ise genelde pek durulmaz veya ilk başta rastlantısal olarak öyle...