sokmak

bk. zarar vermek

birine yorgunluk vermek veya masraf ettirmek

bir kimseye sinsice kötülük etmek

birinin yolunda giden işini aksatan, engelleyen davranışta bulunmak

uygun bir biçime girmesini sağlamak herhangi bir biçimde sonuca ulaştırmak

içine veya arasına girmesini sağlamak Bir yere girmesini sağlamak, içeri almak Batırmak, saplamak (bıçak, çakı, iğne vb. için) (böcek, zehirli hayvan için) iğnesini batırmak veya ısırmak; zehirlemek Yasak bir malı gizlice getirmek veya götürmek Belli etmeden...

ara açmak, anlaşmazlık çıkarmak

yangın çıkarmak için bir yere tutuşmuş yağlı bez parçası koymak ara bozacak bir söz söylemek veya böyle bir davranışta bulunmak

bir duruma veya söze hazırlamak için önceden kısaca anlatmak; düşünce aşılamak, telkin etmek

barınabilecek bir yere yerleşmek, başını sokmak

rezil etmek

maddî veya manevî sıkıntı vermek, zora sokmak

birini bir işi hemen yapması için çok sıkıştırmak

günah işlemesine yol açmak

bir kimsenin görmediği veya bulamadığı bir şeyi, ona sert bir tavırla göstermek

ara bozmak, (insanları) birbirine katmak

birini başkasına karşı kışkırtmak, arayı açmak; kuşku uyandırmak

birini kuşkuya düşürmek

düzenlemek, dağınıklıktan kurtarmak akort etmek

bir kimseye ağır ve kırıcı sözler söylemek