oynamak

çok sevindiğini belli etmek

birdenbire heyecanlanmak veya korkmak

ansızın heyecanlanmak veya korkmak

birdenbire korkup heyecanlanmak

yerinden ayrılmak coşkulu, gürültülü, karışık bir zaman yaşamak

bir iş çok gürültülü ve telâşla yapılmak bir olay toplumda büyük tedirginlik yaratmak

canlı bir biçimde oynamak çok sevinmek

elinde bulunan son imkanı kullanmak

öfkelenmek, sinirlenmek

oyunda rol almak (birinin bir işte) önemli etkisi olmak

birini aldatmak, kandırmak

Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma gibi amaçlarla bir şeyle uğraşmak Herhangi bir tutku, ilgi veya oyalanma gibi sebeple bir şeye kendini vermek Kımıldamak, hareket etmek Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak dokunmak Bir temsilde rol almak Film...

dolap çevirmek, hile yapmak

kumarda az para ile oynamak

ortaya para koyarak talih oyunu oynamak olumlu sonuçlanması şüpheli olan bir işe bile bile girişmek

bir fırsat kaçırarak umulanı elde edememek

biri başkasına gidip bulamadığı sırada, o da kendisine gelip bulamamak, birbirini arayıp durmak

elindeki en üstün ve son imkânı kullanmak

heyecanlanmak, yüreği yerinden oynamak

iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak