kuvvet

Taze kuvvet Güçlü, donanımlı, yıpranmamış, etkili kişi veya kurum

Zırhlı birlik

Yasama gücü

çok hızlı, koşarak kaçmak

bir yere yayan gitmekten başka çare olmadığını anlatır

Bir merkez çevresinde dönen bir cismi merkezden uzaklaştıran kuvvet

Kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanlarına toplu olarak verilen ad

Birbirine paralel ters yönde ve eşit ağırlıkta iki kuvvetin oluşturduğu kuvvet takımı

herhangi bir şeye ağırlık verildiğinde kullanılır

bir konuya çok önem vermek

cesaret edememek

herhangi bir yardımla gücü artmak, kuvvetlenmek

Fiziksel güç, takat Güç şiddet, zor, cebir Yetke, erk, nüfuz Dayanıklı olma durumu, tahammül, mukavemet Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir Bir ülkenin savaşçı...

iş yapan bir kimseye, isteklendirmek, coşturmak için söylenir

Din bağnazlığının oluşturduğu gerici ve tehlikeli güç

Ezici, baskın güç

Yasa dışı işlerle bir amaca ulaşmak için zorbalık yaparak veya güç kullanarak tutulan yol

konuşma gücüyle, durmadan konuşup söyleyerek

toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar

Dünyayı idare eden, düşünceler değil kuvvettir, ancak kuvveti kullanan düşüncelerdir. (Pascal) Kuvvet, akıl ve düşünce yardımıyla zafere ulaşır. (Tromp) Kuvvet hakkı doğurmaz, ancak meşru kuvvte itaat mecburiyeti vardır. (Rousseau) Kuvvet ve zulüm, baş eğdirebilir, fakat gönülleri fethedemez...