dikmek

tekneye yelken monte etmek

(kötü bir durum almış bir işi) büsbütün kötü bir duruma sokmak

sökülmüş olan bir şeyi onarmak

birinin evini barkını dağıtmak

(hayvan veya hayvana benzetilen kişi) ölmek

atılan ok ile kırılan rekorun yerini belirten taş dikmek

(hayvan) koşmaya, başlamak (insan) bulunduğu yerden uzaklaşmaya başlamak

(hayvan) dikkat kesilmek

devamlı kalmak, ebediyen yaşamak

başkasının gözüne sürekli olarak bakmak

bk. gözlerini dikmek

dikkatle bakmak, gözünü ayırmadan bir yere veya bir kimseye bakmak

bir şeyi ele geçirmek isteğine kapılmak

birinin geçimini sağlayan işi elinden almaya çalışmak

Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb. yi iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak

Bir cismi dik olarak durdurmak Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek (bardak, kadeh, testi gibi kaplar için) Baş aşağı ederek içindekini içmek Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek Top, taş gibi şeyleri dikine havaya atmak (yapı) Kurmak...

kesin, ters ve karşısındakinin beklemediği bir karşılık vermek

(kadın) başka erkekle ilişki kurarak kocasını aldatmak

bayraklı bir sopayı bir yere saplamak

birini veya bir şeyi korumak için bir kimseyi görevlendirmek bir içeceği kabı yukarı kaldırarak sonuna dek içmek