Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bu teori eğer felsefi olarak; düzlem nedir, küre-daire-çember nedir, çizgi nedir gibi aslında tamamı ile soyut olan mantık-matematik-geometri terimleri üzerine tartışılsa bir anlamı olabilirdi. ben de seve seve katılırdım bu tartışmaya belki onlardan yana olurdum...
Ama olsun gene de farklı bir...
umurumda olmaması için işime engel olmaması gerekir, önemsememem içinse işime yaramaması gerek. ya da ben işe yaramazın biri de olabilirim, onun için de umursamaz, önemsemez biri olur çıkarım.
dayım arabası ile oynuyorken, yengem de kapıda ip atlıyorken evleneceklerini öğrendiler. evlendiklerinin ertesi gününde oyuncaklarına yöneldiklerinde azarlandılar ve artık büyüdükleri hatırlatıldı. bir 13 diğeri 15 yaşlarındaydılar daha. yalaşık 35 yıldır çok mutlu bir evlilikleri var.
bir...
eğer burada fikri bir tartışma görseydim fikrimi belirtirdim. genel olarak laf dokundurmaktan ibaret olduğu için yazılanlar doğal olarak ben de laf dokundurayım dedim.
gül'ün eşinin fotoğrafını koymuşsunuz sonra da bana fikir beyan edin diyorsunuz...
van gogh ve belki bir çok sanatçı sanat alanında yetenekli değiller aslında. resimlerinde bir çok hata görülebilir. bir çok sanatçı resimlerinde figür kullanmamıştır(belki kullanamamıştır) ancak deli tablolar üretmiştir. bu konu hakkında çok fazla şey okunabilir.
ben mesela nejat yavaşoğulları...
hindistan'da 70 farklı dilin olması hindistan'a ne katmıştır. farklı 70 dilin ülkeye sağladığı gelişmişlik ve bağımsızlık ölçütü nedir?
yani insanlar bu ülkede dördüncü faklı dili mecburiyetten mi yoksa kendini geliştirmek için mi öğreniyorlar? dilin yeterliliği de ayrı bir konu öyle ya bir...
ilk madde nasıl oluştu sorusundan önce madde ilk nasıl algılandı, madde kelimesi nasıl doğdu, diye de düşünmek gerekebilir. belki madde kelimesi nasıl oluştuysa maddenin kendisi de öyle oluşmuştur.
siyah ile karanlık aynı şeyler değiller. karanlığın karşıtı aydınlık da beyaza denk gelmez. siyah yansıma oluşturmadığı sürece renk de değildir. renk olmayan siyah görülmesi imkansız olandır. tüm ışığı emer ve asla yansıtmaz. asıl kafa karıştırıcı olan siyah eğer bir renk değilse üzerini...
tapınma insanın zaruri bir ihtiyacıdır aynı su içmek gibi. bazıları su içmeyi gereksiz görürler. içenleri ilkel gördükleri dahi olur... çünkü onlar coca cola içerler...
tabi ben burada iman etmekten bahsetmiyorum.
şu başlık altında okuduklarım çok ilginç... konu nerelere çekilmiş anlamak mümkün değil, gül'ün eşinin topuklu ayakkabısına kadar bağlanmış. oradan bir ayete bağlanacak mı diye bakındım ama göremedim. belki bağlanmıştır okuyamadım her cümleyi...
bu başlık altında aklımı en çok kurcalayan şey "çok seslilik" oldu şimdi. bu demokrasi ile alakalı olarak da çok sık dile getirilen bir şey. her bireyi farklı bir dilde konuşan çok sesli bir koro ne anlatabilir? çok seslilik bir korodaki her bireyin aynı şarkıyı, kendi farklı dilinde söylemesi...
çok kötü koşullar ya da iyi koşullar altında filizlenen bir yetenekten bahsedebiliriz. insanın bir işin-uğraşın gerekliliklerine uyum sağlayabilmesi anahtarın kilide uyması gibi bir şeydir. kişi kendini yontarak da bir kilidin anahtarı olabilir, doğuştan da şansına doğal bir anahtar olabilir. bu...
islamın asıl şartı kelime-i şahadet getirmektir ki bu uygulamayı bir kere yerine getirdikten sonra artık sürekli tekrarlamasanız da dinden çıkmazsınız... ve bu uygulama dediğiniz eylem imanın şartları ile birebir ilintilidir.
hakim olduğum bir konu olmasa da saptamalarınızda haklı olduğunuzu...
boş olan taraf suyun olmadığı taraftır aslında. yani orda su yok, hava var. bakış açısına ve o anki ihtiyaç eksikliğine göre değişir ancak gene de bardağın dolu tarafını görmek biraz da ukalalıktır. boş tarafı görmek; daha yapacak çok şey var demekken, dolu tarafı görmek artık yapacak pek fazla...
özgürlük biraz da özünün gür olması ile alakalı... bağımsızlık için bağlarını koparan, bağa ihtiyacı olmayan bir durum söz konusu. bu yüzden bağımsız bir insanın, özünün gür olması zor bir durum... Her ne kadar bu iki hal birbirine çok benzese de bağımsızlığın bana farklı gelen yanı bencillik...
eğer çiçeğin kökenini ararsanız topraktaki pisliğe kadar gidersiniz,, eğer o pislik yüzünden çiçeği kötü bulup da ona başka bir şey derseniz komik olmaz mı? serada yetişen güllerin toprak değil de perlit içerisinde yetiştiğini görmüştüm. O zaman en güzel çiçekler onlar...
insana ait bir duyguya, soyut bir olguya tanım getirmeye çalıştığınız anda bu zaten hastalık yayacak mikroplara davetiyeler dağıtmak olur.
daha, seviginin içinde çıkar olmaz, demeye başladığınız anda zaten hastalık baş göstermiş demektir. siz sevginin bünyesinde çıkar barınamaz dediğiniz anda...