Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Herkeste vardır sanırım alaycılık ama erkeklerde daha mı fazla? Erkekler özellikle kendi aralarında hep bi alaycılık içindeler. Alaycılık derken, karşısındaki ile dalga geçmekten bahsediyorum. Kadınlar arasında böyle bir şeyi fazla gözlemlemedim, ama erkeklerde oldukça fazla sanıyorum. Sizce bu...
Sorun buydu. Suyu berraklaştırmaya çalışırken bulandırmak. Herkes arıyor, ama daha karışık, daha aykırı, daha bulanık şeyler buluyor, aradığından uzağa düşüyordu.
- Ayfer Tunç
Sayın enkaz, ben de insanım, eleştirim ve övgüm banadır aynı zamanda evet. Ben zaten kendimde fark ettiğim şeylerin çoğunu başkalarında da görerek sorgulamaya başladım. Sorun şu, neden en azından iki dakika durup düşünmüyorlar? Ben yakınımdakilere uğraşıyorum farklı açılardan göstermek için ya...
Ben de çıldırmış'lı hallere düşüyorum zaman zaman. Bunu görebiliyorum demenin bile önemli olduğunu fark ettim, çünkü otomatikleşmiş artık çoğu insan. Sadece konuşuyorlar ve aksini düşünmek akıllarından bile geçmiyor. "Bu neden böyle?" diye bir kere bile sormaz mı insan?
Çekici olmayan bir insanla birlikteyken sessizlik olduğunda sıkıcı olan karşınızdakidir. Çekici bir insanla birlikteyken sessizlik olduğunda ise sıkıcı olanın siz olduğunuza emin olabilirsiniz.
- Alain de Botton
Dinlemeden, anlamadan yorum yapanlar.
Durmaksızın dedikodu yapanlar.
Parası ile kendini sevdirebileceğini sananlar.
Küçümseyenler.
Aşağılayanlar.
Adam muamelesi görmek için ellerinde ne varsa kullananlar, buna kişiliklerini eklemeyi unutanlar.
Kendileri suçlu olduğu halde suçlayanlar...
Gerçekten öyle olduğuna inanarak hayatlarını daha güzel yapmış insanlar var mıdır bilmiyorum. Ama kötü şartlar altında insan olumlu düşünerek hiçbir şeyi değiştiremiyor. (Yine de tabii değiştiren var mı bilmiyorum.)
Eğer acı çekiyorsan hayat fazla uzun. (O zaman hiçbir şeyi kafaya takmamak mümkün değil.)
Mutluysan huzurluysan fazla kısa. (Doyasıya yaşayamama korkusu mu olur o zaman, bilmiyorum.)
Çocuk doğar doğmaz aileler hayal kurmaya başlar aslında: Şöyle olur benim oğlum, şunu yapar benim kızım, beni şöyle gururlandırır, herkese anlatırım.. vs.
Sonra hatalar başlayınca işler tersine döner. Seni doğurmasaydım da denilir, lanet olsun senin gibi çocuğa da. Çocuk yapmak isteyen onlar...
Evlilik sanırım güvensizliği simgeliyor. "Evlenelim, kesin olsun artık aramızdaki şey." Arada sevgi varsa, zaten böyle bir işleme gerek kalmaz. Evli insanların çoğunda sadakat yok, çünkü evliliğin amacı kendilerini güvene almak. (İstediğim kadar erkekle/kadınla ilişki kurarım, yine de yalnız...
"Evet, Hristiyan olarak doğdum. Ancak biliyorum ki, eğer dinleri, kendilerine sonradan katılan etnik ve sosyal eklentilerden soyutlarsak hepsinin bir tek din olduğunu görürüz."
- Halil Cibran
İnsan, pek çok sorunun kaynağının din olduğunu görmüş olabilir, bu nedenle inanmak istemiyor olabilir. Kendi kafasında oluşturduğu Tanrı imajı, dinlerin oluşturduğu Tanrı imajından daha mantıklı geliyor olabilir. Kendi Tanrısı ile mutlu bir şekilde yaşayabiliyordur, araya herhangi bir din...