Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
beni anladığınız için, size de borçluyum... evet... şiir, içimizde yahut bir el atsak tutabileceğimiz kadar yanımızda, yanıbaşımızdadır... ama şurada anlaşalım: insanın olmadığı yerde, şiir de yoktur... (sn. asit için...)
şiir, ne sokakta ne başka yerde, yalnızca ve sadece insan bilincindedir... çünkü şiir, gerçekliğin içinde onun bir parçası olarak ve kendi başına yoktur... şiir, insan bilincinin gerçekliği (belki insan için biraz daha kabul edilebilir biçimde) yeniden kurma çabasının ürünüdür... şiir, insana aittir...
yetenek bir -ebilitedir... kendisi bir ölçü değildir; ama belki, 'ne kadar' olduğunun bir ölçüsü, bulunabilir... keman çalabilme konusundaki yeteneğiniz ne kadar...?.... keman için bestelenmiş filanca parçayı, yirmi saatte mi öğrenebiliyorsunuz; yimi günde mi; yirmi yılda mı... özellik, bir...
tarafların ilk kabul etmeleri gereken şey : gerçekliğin yalnızca (kendilerine açık ve dolayısıyla) kendi tekellerinde olmadığı / olamayacağıdır... aslında (felsefi bakımdan) her tez, eninde sonunda sonsuz çeşitliliği ve değişkenliği içindeki gerçekliğin az ya da çok aslına uygun bir...
uluslararası hukuka göre soykırım suçu, insanlığa karşı işlenen büyük suçların tanımlanmış tek biçimi değildir... fransız emperyalizminin, kendisine karşı bağımsızlık mücadelesi veren cezayir halkına karşı, sivillere yönelik büyük katliamlarla belirlenen birçok savaş suçu işlediğine ve bunlarla...
kafası fanatizm ölçüsüne varan düzeyde 'yahudi düşmanlığıyla' sakatlanmamış herkes bilir (yahut da öğrenebilir) ki, çok özel bir suçu yansıtan 'genocide' kavramı, yahudiler tarafından değil; yahudilerin 'sırf yahudi oldukları için' bir nefret söyleminin hedefi haline getirilerek, nazi faşizmi...
genel olarak hukuk (ve kuşkusuz özel olarak da, uluslararası hukuk) sınıfsal bir karakter taşır; ve dolayısıyla, egemen sınıfın iradesinin, bireyler (yahut birey- toplum, birey- devlet, devlet- devlet...vs.) arası ilişkilere ve topluma ''dayatılması'' dır... yani egemenliğin yürütülebilmesi...
''Siz Ruanda'da yaşanan şeyi hangi kavramla ifade edersiniz peki?'' ... eğer yanılmıyorsam, ruanda'da gerçekleştirilen katliam, bm'nin ilgili birimi tarafından, soykırım olarak belirlenmişti... bence bu saptama, önemlidir; ve itibar edilmelidir... kendi payıma, uluslararası hukukta insanlığa...
olası bir karışıklığı önlemek için bir açıklama: aslında her birey özeldir; tektir ve tekrarlanamazdır... ancak bu durum, bütün bireyler için geçerli olduğu için, ''özel olmak'' birey için, 'bir özellik olmaktan' çıkarak genelleşir... (örneğin, bütün kirazların 'renkli' olduğu kirazların...
soykırım suçu, sonderece ayrıntılı koşullara bağlıdır; ve uluslararası hukuk açısından ileri düzeyde 'teknik' bir terimdir... bir katliamın 'soykırım' sayılabilmesi için aranan ön koşullarından biri, mağdur tarafın, katliamcı tarafa karşı, herhangi bir siyasal mücadeleye girmemiş olması ve...
felsefi bakımdan, hiçbir insan, diğerinden daha üstün ve daha özel değildir... insanların ilgi, yönelim ve yetenekleri, onlara üstünlük de, özellik de, kazandırmaz... ama 'farklılık' kazandırabilir... dolayısıyla, hiçbir insan, diğerinden daha üstün (ya da daha özel) olamaz; olsa olsa farklıdır...
başlıkta verilen bağlantıyı okumaya çalıştım... ama çok yetersiz... soykırım kavramı, son yıllarda herkesin dilinde olsa da, (aslında) çok özel ve teknik bir kavramdır... herhangi bir katliamın, 'soykırım' sayılabilmesi için, birçok koşul söz konusudur... ve öyle her çatışmaya (cezayir'le...
keşke dediğiniz gibi olabilse... duyarlılıklarımızı geliştirebilsek... gönüle girmek için filan, daha önümüzde çok yol var... muhatabını (gereğinde en sert şekilde eleştiren, ama) aşağılamayan, açık, temiz ve anlaşılır bir üslup... gerçekliğin sonsuz zenginliği içinde, muhatabının savunmak...
bu nasıl başlık...?... açılan bir başlıkta, sorun edinilen şey (her ne ise), açık ve anlaşılır biçimde ortaya konmalı; belki özel olarak öne sürülen kavramlar varsa (burada yetenek, üstünlük ve özellik gibi...) tanımlanmalı ve başlığı açan (sorunu ortaya koyan) kendi çözümünü belirtmeli ve diğer...
tartıştığımız kişilerin (ya da genel olarak başkalarının) hassasiyetlerine özel olarak ''dikkat etmemiz gerektiği'' hem gereksiz ve hem de boş (hayatın içinde karşılığı olmayan) bir beklentidir... kimseden, (bizim inançlarımızı incitmemesi yönünde) özel bir duyarlılık beklememeliyiz...
tamam evrensel; ... elbette istediğiniz konuya istediğiniz gibi bakabilirsiniz.... ; bahçemin küçük havuzundaki kurbağalar da istedikleri konuya, istedikleri gibi bakıyorlar zaten.... ama bu başlıkta yazılanlar ortadadır ve aşağı yukarı kimin ne demeye çalıştığı da 'bellidir'... paylaşımınız için, teşekkür ediyorum....
bunca yazdıklarımdan sonra; hala bu soruyu soruyorsunuz : '''''Madde kavrami soyut mudur? somut mudur?''''' yahu evrensel, size bunu nasıl anlatabilirim ki... kaçıncı kez söylüyorum.... bütün kavramlar soyuttur.... bütün kavramlar, bilgidir....... somut olan, maddedir (yani bilginin, ya da...