Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Şizofren değilim. Yani pek çok tanı konuldu ama şizofreni o tanılardan biri değil. Anksiyete bozukluğu, obsesif bozukluk gibi tanılarım var.
Çok şükür şizofreni boyutunda değil.
Hani Yunus Emre'nin sözü vardır ya, "Bir ben var benden içeri." heh, onun 1-2 tık ileri boyutu gibi gibi.
Öncelikle belirtmeliyim ki obsesif biriyim. İçinde bulunduğum şey saplantı mı aşk mı hiç bilmiyorum. Ama iki buçuk senedir rüyalarım, gecem, gündüzüm onu düşünmekle geçiyor. Benimle konuşmadığı her gün yaşama sevincim emiliyor. Şu günlerde tek isteğim bana bir selam demesi, bir hal hatır...
En büyük hayalim, Tolkien kadar büyük bir yazar olarak anılmak idi bir zamanlar. Şu an ise aklıma dahi getiremiyorum.
Birincil hedefim; İçinde bulunduğum bu iğrenç kısır döngüden kurtulmak, tekrardan bir şeylerden keyif almaya başlayabilmek, iki buçuk yıldır beynimi kemiren kızı kafamdan...
Bu kısır döngüyü nasıl kırarım bilmiyorum. Ama bu şey her neyse beni dönüştürdüğü şeyden nefret ediyorum. Tiksiniyorum. Çıldırtıyor beni, ama çıkamıyorum. Önce sağlığım gitti, sonra huzurum, sonra bana dair sevdiğim ne varsa. Şu an dönüştüğüm şey kim bilmiyorum. Eskiden keyif aldığım...
"Ne yapıyorsun?" diye sordu kız. "Ölüyorum." dedi Kral Katili. O kadar korkak mısın?" diye cevapladı kız. Kelime Jaime'yi sarstı. Ona daha önce pek çok şey denmişti, onursuz, zalim, pervasız. Ama asla korkak değil. O Kral Katiliydi, Kral Muhafızlarının Şövalyesiydi. "Kapa çeneni fahişe, canım...
Bu dönüştüğüm şey her neyse bundan nefret ediyorum. Bu dönüştüğüm şeyden tiksiniyorum. Eskiden zevk aldığım şeylerden artık alamıyorum. Çok nadir. Ailem, arkadaşlarım, iki buçuk yıldır aşık olduğum insan hiçbirinin umurunda değilim artık. Sonuncusu bari biraz yüzüme gülse sanırım çok daha iyi...