Arama sonuçlarınız

bütün dünya karışacak gibi; bu mikro-organel sınıf ve sınır tanımıyor ve ilk kez tüm dünya kapitalizmin gerçek yüzünü yaşama güdüsü ile eş-zamanlı olarak hisetmeye başladı; liberal-demokrasi, liberalizm safasataları hakkında çok şeyler yazılmış, çizilmiş ve açıklanmaya çalışılmıştı; ne ki, "bana...

Öncelikle sinema oyuncusunun/sanatçısının insanları anlama kaygısı -kişi olarak değil, mesleki olarak- bulunmamaktadır. Zira o, senaryo yazarının yarattığı karakteri oynar ve oyunculuğunu sergiler. Dolayısı ile bir psikyatrist ile bu bağlamda ortaklaşmazlar. Psikyatrist olan bilim insanı sadece...

bir sinema oyuncusu ve bir psikyatrist olarak tartışmaya açmanızdan dolayı ben teşekkür edirm. buna göre dğerlendirme yapıp döneceğim.

LİLİTH/121 Ve Lilith, dünya çocukları bir kayalık üstünde birikmiş ve el-ele vererek zamana koşut farklı dillerde ortak bir şarkı söylüyorlar; “uçurtmaları artık özgür bırakın, çocuklar babasız kalmasın, analar sür-git ağlayacağına silahları susturun!.” ve sesleri çocuksu, coşkulu engel...

"oyuncu" yu bir pandomim oyuncusu, tiyatro oyuncusu bir sinema oyuncusu şeklinde , "psikolog" u psikyatrist de olacak şekilde genişleterek tartışmak daha kapsayıcı olacak derim. ancak bu konudaki açılım, sınırlandırmayı konuyu açan arkadaşıma bırakıyor, geri dönüşüne göre yanıtlamayı düşünüyorum...

Bir Parça katıktır bir parça hüzün bir parça sevinç fırından yeni çıkmış ekmek-arası eşi-benzeri olmayan ilk tohum ilk tane buğday arpa sarısı tırpan yarası biçilen gülüşler esmer mağrur ve çekingen dokunsan dökülecek bir kümülüsün koynunda yatan damlalar...

hiç uymayan yanıtlar var, ne olacak?

virüs küresel kapitalizmle ilgili; her hangi bir ülkeyi küçümsemek, hakaret etmek hem doğru değil hem de çözüm üretmez. Çin den aldığınız ürünleri kullnırken de aynı hakaretleri ediyor muydunuz acaba?

bir gül bir diken bir de seni sevdim yaşarken, gül kurudu diken hala canımda sen terk ettin terk etmedi sevdan...

hiç yanıt almadığına göre öneri zaman aşımına uyğamış, rafa kaldırılmıştır!

aylık ya da üç aylık internet dergisi çıkartabiliriz. bu konuyu yeni yönetimle görüşmüş olumlu yanıt almıştım. ancak geçen zaman diliminde somutlaşmadı. ne dersiniz?

süreç içinde oluşumunu sürdüren her şey/varlık ne yaratıya ne de algıya gereksinim duymaz; tüm canlılar tarafından değişik şekillerde de olsa algılanırlar, bu algı insanlaşma sürecindeki canlı için öznel bir algıyı oluşturacaktır ve bu dahi onun varlık nedeni sayılamaz. öznenin gerçekleşmesi...

bir şikayet değildi benim yazdığım, fakat şikayet olarak kaydedilmiş; bir öneriydi, ki, öneri sayfasında paylaştım...

herhangi bir foruma yeni bir yorum geldiğinde ilk sırada görünürse dah iyi olmaz mı? forum sayfası yeniden eskiye doğru uzanmalı derim...

Her geçen yıl çağın vebası olarak tanımlanan ve bir çoğu teknoloji ürünü olan, bir çok insanın yaşamına mal olan virüsler de teknoloji sayesinde dünya geneline çok hızlı bir şekilde yayılabilmektedirler. istatistiklere giremeyenlerin sayısı ise bilinememektedir- Buna karşın bu virüslere karşı...

ilk göbek bağını başkası keser, ikincisini insnın kendisi kesmelidir; ki, özgür olabilsin...

Bireyin sosyalleşmesi sürecinde bütün toplumsal yapılar onu/bireyi şekillendirmek ister ve biçimlendirmek için de öğretileri kullanır. Bu, eğitim adı altında yapılır. “Ağaç yaş iken eğilir” sözünde ilk bakışta göze-kulağa hoş gelen, bireyin yararlı bir kişiliğe sahip edilmesi için henüz...

Teknolojik gelişmelerin insanı daha da özgürleştirdiği düşüncesi temelde bir aldatmaca, mistifikasyondur. Teknik aletlere ulaşabilme şansı “özel mülkiyet” ile doğrudan ilgili olup, mülk sahiplerinin özgürleşmesine bir katkı sağlasa bile yığınlarca mülksüzün değil özgürleşmesine, tam tersine...

insan "kendini yaratmıştır" Bunu evrim sürecinde gerçekleştirmiş ve insanlaşmasını sürdürmektedir. Dolayısı ile düşünce bedenin bir işlevi olarak bedenden sonra eklemlenmiştir. İnorganik maddelerde düşünce yoktur. Organik maddeye evrilme sürecinin ilk halkasındaki organellerde de düşünce yoktur...

Doğrularımız, yanlışlarımızın toplamıdır. Yanlış olduğunu bildiğine inanmak kendini kandırmaktır. Ancak insan yanlış olduğunu bile bile inanmak ister ise bunda özel bir çıkarı korumaktadır. Kişi kendi doğru-yanlışını seçerken amaçsal davranabilir; ancak, yanlış olarak değerlendirdiği...