Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Tarih boyunca İSLAM idaresi altında yaşayan gayri müslimler en rahat ve özgür bir şekilde yaşamış , hiçbirisine herhengi bir kötülük yapılmamıştır.
İspanyadan kaçan yahudiler Osmanlıya sığınıp 500 yıl rahat içinde yaşamıştır.
Işid dene ucube yapı batının organize ettiği bir TERÖR örgütünden...
Bir hayat başlamışsa o hayatta her şeyi HAK eden ve isterse başlamış hayatlara HAK dağıtan veya dağıtacak olan o HAYAT ı başlatan ve sürdürenden başka kim olabilir ?
HAK dağıtma HAK kı sadece O nundur ve isterse O verir ve vermiştir de. Karşılıksız olarak ...
Söylediklerimin hepsinin ispatı oratada.
Ne diyorum ben ?
Alemdeki hiç bir varlık kendiliğinden var olmamıştır , hiç bir varlık nasıl VAR olduğunu bile bilmez .
O halde diyorum , varlıklar VAR olmalarını kendileri sağlamamıştır ve dolayısıyla hiç bir şekilde herhangi bir HAK iddia...
Düşünsenize bu nasıl bir nankörlük , hiç çalışmadan yorulmadan herhangi bir şekilde herhangi bir şeyi haketmemişken bize verilen onca varlığı kullanarak onu bize verene isyan ediyor ve aklımızca bir şeyleri ADALET siz bulup her şeyin sahibine savaş açıyoruz....
Şu anda bizim elimizde olan hiç bi şey bize AİT değildir.
Bir gün hepimiz toprak olduğumuzda bize emanet olarak verilen her şey geri alınır...
Bedenimiz , aklımız her şey bir gün elimizden çıkacaksa ve doğmadan önce zaten elimizde değilse insan neyin davasını güdüyor ?
Alemde hiç bir varlık kendiliğinden , kendi çabasıyla var olduğunu ya da yaşadığını söyleyemez. Yani hiç bir varlık hak ederek VAR bile olmamışken daha başka neyi HAK ediyor olabilir ?
Eğer bir varlık kendi varlığının kendisine ait olduğunu , kendi varlığını kendisinin VAR ettiğini iddia...
İnsan kendi aklının nasıl çalıştığını , nerede olduğunu , mahiyetinin ne olduğunu bilmez...
Kendi aklının bile cahili olan bu varlık , aklını elde etmiş , dolayısıyla HAK etmiş olabilir mi ?
Kendi aklı veya üstün saydığı bir yönü dolayısıyla gururlanan bir insandan daha ahmak bir varlık...
Ya da insanın yaşaması için kalbinin dakikada ortalama 50 - 60 kadar çarpması gerekir. Bir gün yaşamasi için 60 x 24 x 60 defa çarpması için insan ne gibi bir gayret göstermektedir ?
Bunu hak edecek ne yapar ki insan ?
Ya da nefes almasa insan yaşayamaz. Nefes almayı haketmek için ne yapmıştır...
Adalet hakkı olana hakkını vermektir dedik. Peki hangi varlık neyi neden hak eder ki ?
Gördüğümüz hiç bir varlığın kendiliğinden bir varlığı yoktur. Bir varlık herhangi bir şeyi neden ve nasıl hakeder ?
Varlık olmayı bile hakettiğini kim iddia edebilir ?
Örneğin insan , neden veya nereden...
İnsan adaletsizliği , zulmü ancak başka bir insanda veya insandan görebilir. Çünkü insan haricindeki varlıklardan herhangi bir adalet beklemek abesle iştigaldir çünkü onların akıl melekesi yoktur. Aklı olmayan mazurdur ..
Öyleyse insan yeryüzünde adaletin temsilcisi ve savunucusu olabilecek...
Soru :
- Peki alemde adaletsizlik , zulüm gören bir insan bu adaletsizliği görürken , bu adaletsizliktir , zulümdür demiyecek ve onu öylece kabullenecek mi yani ?
Bunu şöyle açıklayabiliriz :
Siz doğduğunuzda bebektiniz. Sonra genç oldunuz , sonra yaşlandınız. Peki siz hangisisiniz ? Bebek mi , genc mi yaşlı olanınız mı ?
İşte sizi siz yapan ölene kadarki tüm durumlarınızın toplamıdır.. Örneğin bu güne kadar konuştuğunuz her hangi bir kelimeyi...
Yani O ceylanı O ceylan yapan şeylerden birisi de O aslan tarafından falanca yerde falanca mevsimde kovalanmış , tuzağa düşürülmüş ve avlanmış olmasıdır...
Bütün bunlar olmadan O ceylan , O ceylan olamaz.
Zamanın başlangıcı ve sonu olamayacağından bahsetmiştik. Öyle olsaydı alem YOK luktan çıkıp yine YOK luğa giderdiki bu imkansızdır. Başlangıcı ve sonu olmayan VAR lık aleminde görünüp kaybolan varlıkları hareket halinde görürken , beynimizde oluşan ZAMAN algısıyla her şeyi bir sıraya koyuyoruz...
Yoktan var çıkmayacağı önermesi yanlış olamaz. Bu tüm mantık ve akıl sürecinin yok olması demektir.
Daha önce akıp geçen bir zamanın olmadığını , yaşanan tek anda görünen varlıkların aslında görünüp kaybolan gerçek varlığın değişik görüntüleri olduğundan bahsetmiştik.
Yani aslında CEYLAN...
Bir ceylanı düşünelim...1 yaşında olsun. Bu ceylan 1 yıl önce neredeydi ? Yoktu değilmi ?
Peki biz yoktan var çıkmayacağını biliyormuyuz ? Evet...
O halde ya yoktan var çıkmayacağı önermesi yanlış ya da başka bir açıklaması olmalı....
Bu konuya aslında SONSUZLUK açısından bakmak gerekir. Gerçi bunu daha önce bir CEYLAN ın kendi boşluğunu doldurduğunu , başka hiçbir şeyin onun yerini tutamayacağından o olmasa sonsuzluk - mükemmeliyette bir eksiklik meydana geleceğini açıklamıştık.
Evet her varlık özel ve eşsizdir . Eğer...
Demekki ceylanları aslan yapsak dünya mükemmel bir diyar olacak öyle mi ?
Öyle ya aslanlar , birlikte kardeşçe koşup oynarlardı...🙂
Ceylan eğer ceylan olmayı istemiyorsa kendini inkar ediyor , kendi varlığının YOK olmasını istiyor demektir ki , bu onun yaşayıpta karşılaşacağı felaketlerden...
Madem hayat böyle peki kötülük yok mu dünyada....
Her şeye İYİ gözüyle bakıp hiçbir şeye itiraz etmeyip , her şeyi olduğu gibi kabullenerek mi yaşayacağız ?