- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 23 Ara 2012
- Mesajlar
- 4,763
- Tepkime puanı
- 319
- Puanları
- 83
"Tek bir hayal, binlerce gerçeklikten daha güçlüdür…" Tolkien
Hayal gücü yaratıcılık için olmazsa olmazlardan biri ancak bazı insanlar ne kadar uğraşsa da hayal gücü yeterince çalışmaz, olayları, şekilleri akıllarında canlandıramazlar yani diğer bir deyişle zihinleri kördür.
Gerçekte bu bir fenomen değil ve literatürde bir karşılığı var: Aphantasia
Aphantasia bir hastalık değil; sadece belleği farklı bir yoldan deneyimleme. Uzmanların açıklamalarına göre her 50 kişiden birisi bu durumda olabilir.
Bu sendromun farklı şekillerde yaşandığı vakalar var. Kimi hastalar geçmişi görsel olarak canlandıramazken, kimileri de yüzleri hatırlayamıyor. Bu kişiler her şeyi hatırladıklarını fakat görüntüleri hayal edemediklerini belirtiyorlar.
Zihin körlüğünün tam tersi de mevcut! “Hyperphantasia” olarak anılan bu durumda zihnindeki görüntüleri çok çabuk canlandırabilen insanların bunu çizim veya cümle olarak kağıda aktarması daha da kolay oluyor.
İlk kez tıbbi bir terim olarak 1880’de ortaya atılan ancak 2010 yılına kadar resmi olarak isimlendirilmeyen Aphantasia, Exeter Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bilişsel nörolog Adam Zeman’ın çalışmalarıyla literatüre girdi. Aphantasia, aslında phantasia yokluğu, phantasia’nın olmaması anlamına geliyor Yunanca bir kelime olan phantasia’yı ise Aristo “insanın görsel hafızayı yeniden anımsama yeteneği” şeklinde tanımlamıştı.
Peki aphantasia’dan muzdarip olan kişiler nasıl hissediyor, nasıl yaşıyor?
1. Aphantasia, zihin gözünün kör olması gibidir
Aphantasia’nın ne olduğunu kavramak aslında sanıldığı kadar kolay değil. Örneğin Homer Simpson’ı düşünün. Göbeği, mavi pantolonu, beyaz gömleği, siyah ayakkabıları, kocaman kafası, zikzak şeklindeki sarı saçları, yuvarlak burnu ve kirli sakalı birçoğumuzun gözlerinin önüne geliyor. Normal bir insan Homer Simpson’ın görüntüsünü gözünde canlandırabilirken, Aphantasia’lı biri için bu tarif sadece kafasının içindeki kelimelerden ibaret bir paragrafı ifade ediyor. Üstelik bu sadece görsel şeyler için geçerli değil. Aphantasia’lı birçok kişi, duymadığı sürece hiçbir müziği veya şarkıyı hayalinde canlandıramıyor. Aphantasia’lılar deneyimledikleri şeyleri görsel, ses, duygu veya tat olarak hatırlayamıyor, kafasının içinde canlandıramıyor.
2. Hafıza sorunları yaşanabilir
Bilim insanları insan hafızasının nasıl çalıştığını hala tam olarak açıklayabilmiş değil. Ancak, araştırmalar insan hafızasının daha çok görsel hafızaya dayandığını gösteriyor. Bunu düşününce Aphantasia’lı olan kişilerin hafıza konusunda ne kadar çok sorun yaşayabileceğini kestirmek mümkün. Sonuçta yön bulma, yüzleri anımsama gibi durumlar direk olarak görsel hafıza ile alakalı durumlar.
3. Hayal gücü olmadan yalan söylemek zor olabilir
Amerikalı yazar Mark Twain, “Gerçeği söylediğiniz zaman, hiçbir şeyi hatırlamak zorunda kalmazsınız” der. Bunun tam tersini de düşünmek mümkün. Eğer hiçbir şey hatırlamıyorsanız, doğruyu söylemek zorundasınızdır.
Peki Aphantasia’lı bir kişi, gerçek olmayan hiçbir şey görmüyor mu? Görüyor, en önemlisi de rüyalar. Ancak onlar gerçek olmayan, hayali olarak gördükleri tek şey rüyalar olduğu için bunun gerçek mi değil mi olduğunu algılamakta zorlanabiliyorlar.
4. Bir aphantasia’lı için en kötüsünü düşünmek neredeyse imkanız
Birçok Aphantasia’lı gelecekte yaşanabilecek olumlu veya olumsuz hiçbir şeyi gözünde canlandıramadığı ve hissedemediği için birçoğumuzun başına gelen sıradan olaylar onlar için katlanılması çok daha zor tecrübelere dönüşebiliyor.
5. Aynı şeyden her seferinde aynı keyfi almak mümkün
Aphantasia’lı olmak, aslında çok da sıkıcı bir şeye dönüşmek zorunda değil. Aynı kitabı, aynı filmi, aynı müziği sıkılmadan her seferinde aynı keyifle takip etmeleri mümkün olabilir. Aphantasia’lı bir kişi, travma sonrası sendrom gibi psikolojik sorunlarla da mücadele etmek zorunda kalmıyor çünkü onlar travmanın yarattığı duygusal yıkıntıya tutunup kalmıyor.
Kaynaklar:
www.sciencealert.com/there-s-a-reason-why-some-people-can-t-see-pictures-in-their-imagination
Hayal gücü yaratıcılık için olmazsa olmazlardan biri ancak bazı insanlar ne kadar uğraşsa da hayal gücü yeterince çalışmaz, olayları, şekilleri akıllarında canlandıramazlar yani diğer bir deyişle zihinleri kördür.
Gerçekte bu bir fenomen değil ve literatürde bir karşılığı var: Aphantasia
Aphantasia bir hastalık değil; sadece belleği farklı bir yoldan deneyimleme. Uzmanların açıklamalarına göre her 50 kişiden birisi bu durumda olabilir.
Bu sendromun farklı şekillerde yaşandığı vakalar var. Kimi hastalar geçmişi görsel olarak canlandıramazken, kimileri de yüzleri hatırlayamıyor. Bu kişiler her şeyi hatırladıklarını fakat görüntüleri hayal edemediklerini belirtiyorlar.
Zihin körlüğünün tam tersi de mevcut! “Hyperphantasia” olarak anılan bu durumda zihnindeki görüntüleri çok çabuk canlandırabilen insanların bunu çizim veya cümle olarak kağıda aktarması daha da kolay oluyor.
İlk kez tıbbi bir terim olarak 1880’de ortaya atılan ancak 2010 yılına kadar resmi olarak isimlendirilmeyen Aphantasia, Exeter Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bilişsel nörolog Adam Zeman’ın çalışmalarıyla literatüre girdi. Aphantasia, aslında phantasia yokluğu, phantasia’nın olmaması anlamına geliyor Yunanca bir kelime olan phantasia’yı ise Aristo “insanın görsel hafızayı yeniden anımsama yeteneği” şeklinde tanımlamıştı.
Peki aphantasia’dan muzdarip olan kişiler nasıl hissediyor, nasıl yaşıyor?
1. Aphantasia, zihin gözünün kör olması gibidir
Aphantasia’nın ne olduğunu kavramak aslında sanıldığı kadar kolay değil. Örneğin Homer Simpson’ı düşünün. Göbeği, mavi pantolonu, beyaz gömleği, siyah ayakkabıları, kocaman kafası, zikzak şeklindeki sarı saçları, yuvarlak burnu ve kirli sakalı birçoğumuzun gözlerinin önüne geliyor. Normal bir insan Homer Simpson’ın görüntüsünü gözünde canlandırabilirken, Aphantasia’lı biri için bu tarif sadece kafasının içindeki kelimelerden ibaret bir paragrafı ifade ediyor. Üstelik bu sadece görsel şeyler için geçerli değil. Aphantasia’lı birçok kişi, duymadığı sürece hiçbir müziği veya şarkıyı hayalinde canlandıramıyor. Aphantasia’lılar deneyimledikleri şeyleri görsel, ses, duygu veya tat olarak hatırlayamıyor, kafasının içinde canlandıramıyor.
2. Hafıza sorunları yaşanabilir
Bilim insanları insan hafızasının nasıl çalıştığını hala tam olarak açıklayabilmiş değil. Ancak, araştırmalar insan hafızasının daha çok görsel hafızaya dayandığını gösteriyor. Bunu düşününce Aphantasia’lı olan kişilerin hafıza konusunda ne kadar çok sorun yaşayabileceğini kestirmek mümkün. Sonuçta yön bulma, yüzleri anımsama gibi durumlar direk olarak görsel hafıza ile alakalı durumlar.
3. Hayal gücü olmadan yalan söylemek zor olabilir
Amerikalı yazar Mark Twain, “Gerçeği söylediğiniz zaman, hiçbir şeyi hatırlamak zorunda kalmazsınız” der. Bunun tam tersini de düşünmek mümkün. Eğer hiçbir şey hatırlamıyorsanız, doğruyu söylemek zorundasınızdır.
Peki Aphantasia’lı bir kişi, gerçek olmayan hiçbir şey görmüyor mu? Görüyor, en önemlisi de rüyalar. Ancak onlar gerçek olmayan, hayali olarak gördükleri tek şey rüyalar olduğu için bunun gerçek mi değil mi olduğunu algılamakta zorlanabiliyorlar.
4. Bir aphantasia’lı için en kötüsünü düşünmek neredeyse imkanız
Birçok Aphantasia’lı gelecekte yaşanabilecek olumlu veya olumsuz hiçbir şeyi gözünde canlandıramadığı ve hissedemediği için birçoğumuzun başına gelen sıradan olaylar onlar için katlanılması çok daha zor tecrübelere dönüşebiliyor.
5. Aynı şeyden her seferinde aynı keyfi almak mümkün
Aphantasia’lı olmak, aslında çok da sıkıcı bir şeye dönüşmek zorunda değil. Aynı kitabı, aynı filmi, aynı müziği sıkılmadan her seferinde aynı keyifle takip etmeleri mümkün olabilir. Aphantasia’lı bir kişi, travma sonrası sendrom gibi psikolojik sorunlarla da mücadele etmek zorunda kalmıyor çünkü onlar travmanın yarattığı duygusal yıkıntıya tutunup kalmıyor.
Kaynaklar:
www.sciencealert.com/there-s-a-reason-why-some-people-can-t-see-pictures-in-their-imagination
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Son düzenleme: